Kendi Kendine Bir Masal
  1. Anasayfa
  2. Deneme

Kendi Kendine Bir Masal

0

Kendi Kendine Bir Masal

İnsan yıkılır ve yeniden yükselir.
Yükselirken dökülür dudaklarından, kendi kendine bir masal.

Kendi iç sesini nasıl duyamıyorsun, inan bilmiyorum. O kadar bariz, o kadar yüksek perdeden sesleniyor ki sana, inanmakta güçlük çekiyorum. Nasıl duyamıyorsun, nasıl işitemiyor kulağın bu sesi? Belki de kulağın işitiyor, gönlünden geçeni de biliyorsun. Soruyorum sana: Dinlesene, duymuyor musun? Hayallerin çağırıyor beni, gerçeğe dönüşmek istiyorlar. Anlayamıyorum, duygularına karşı başlattığın bu savaşı sürdürebileceğine sahiden inanıyor musun? Hissettiklerini inkar etmek, sana zor gelmiyor mu? Aynaya baktığında yalnızlığını ve inkarını görmek, seni paramparça etmiyor mu? Sorularım fazlaca değil, yanıtları da kolayca verilebilir zannımca. İnan ben bu yanıtları her gün yüzlerce defa veriyorum. Ama hala inanmakta güçlük çekiyorum, neden bunca inkar? Neden bunca uzaklık? Olduğun yerde daha mı mutlusun? Yoksa seni mutlu eden bana uzak olmak mı?

Hayatına giren insanlar, senin heykeltıraşındır.
Her sohbet, her tanışma…
Senin için yazılan her şiir, senin için söylenen her şarkı…
Her kavga, her sevişme…
Her sessizlik, her bağrışma…
Her geliş ve her gidiş…
İz bırakır. İz bırakır…
Hayatına giren insanlar; beton blok önünde duran heykeltıraşlar gibidir. Kimi maharetli ellerdir. Seni yontar ve şekillendirir. Gitmeden önce güzel izler bırakır. Eksilmene rağmen şekillenmiş olursun. Canın yanmaz. İzlere baktığın vakit, o maharetli elleri mutlulukla anarsın.
Kimi eller hoyrat ve kötü niyetlidir. Ellerinde büyük çapalarla, vurabildiği kadar sert vurur sana. Ne kadar koparırsa yanına kar kalır. Sen niyetini anlayana yahut o istediğini alana kadar devam eder bu. Üzerinde öyle kötü izler bırakır ki, kendini yeni bir ele teslim ederken korkarsın. Çoğu zaman bundan kaçınırsın da. Her temas iz bırakır. Kimi narin ellerin neden olduğu izlerdir, kimi çıkarcı ve hoyrat ellerden kalma izler.
O kötü izler ve hoyrat eller,
O düşüncesiz darbeler ve acımasız hamleler…
Öyle korkutur ki seni, güvenemezsin.
Öyle acıtır ki, bir yerden sonra hissedemezsin.
Canın öyle bir yanar ki,
Bir daha canın yanmasın diye güvenemezsin belki de.
Hayatına giren insanlar, senin heykeltıraşındır…

Bunca zaman sonra hala ayırt edemiyorum; bana dokunan el maharetli bir el mi, yoksa kötü niyetli bir el mi… Bütün bu inkarlar, gelişler, gidişler, kabullenmeler ve akışkanlık… Artık bunlara tahammül edemiyorum.

Bulunduğun yer her neresiyse, orada kal.
İnkar ettiğin şeyleri inkar etmeye devam et.
Savaşmaktan vazgeç, artık soru sormayı bırakıyorum.
Kaçıp gitmek kolaysa eğer,
Bir anlamı yoksa yaşananların,
Gözlerini kapat.
Açtığında sonsuza dek gitmiş olacağım.
Bunca zaman sonra fark ettim ki:
Senin için pil ile insanların arasında fark yok. İşin bitince atıyorsun.

Yıkıldım vakti zamanında, ancak yeniden yükseliyorum şimdi.
Dudaklarımdan dökülenler, kendi kendine bir masal…

Kendi Kendine Bir Masal

Yazarın (antropolog) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Kendi Kendine Bir Masal

İlginizi Çekebilir
KapAn

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir