1. Anasayfa
  2. Araştırmalar

Evet bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü…


0

Öğretmenler Günü, 24 Kasım, Şafak BAY, öğretmenler hakkında çok önemli bir yazı, eğitim, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü, Şafak BAY’IN temsil ettiği duruşu ve insanlık için heba edilen yaşamları unutmayınız efendiler, bugün Öğretmenler Günü!

Vikipedia bu gün için şunları söylüyor;  “Öğretmenler Günü, öğretmenlik mesleğini icra eden kimseleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir kutlama günüdür.

Pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. 5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetler arası Özel Konferansı”’nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”’ni oybirliği ile kabul edilişinin yıldönümüdür.”

2

Mustafa Kemal ATATÜRK’E Bakanlar Kurulu tarafından 24 Kasım 1928 günü Milli Mektepleri Başöğretmenliği verilmiştir. Türkiye’de 24 Kasım 1981 yılından (Mustafa Kemal ATATÜRK’E başöğretmenlik verilişinin 100ç yılından) itibaren bu günü Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

Peki, ATATÜRK bu unvanı nasıl aldı? Muhtemelen birçoğumuzun bildiği reform ve devrimlerin bir sonucudur bu unvan. Mustafa Kemal’in ilerici tutumu eğitimin de ne kadar önemli olduğunu bizlere ta o yıllarda göstermiştir.

– İlköğretim okulları süratle yaygınlaştırıldı.
– Öğretmen okullarının sayısı arttırıldı.
– Geniş halk kitlelerine okuma ve yazma öğretilmesi için millet mektepleri açıldı.
– Ortaokul ve lise sayıları arttırıldı.
– 1933’te çıkarılan kanunla bu günkü üniversitelerin temelleri atıldı.
– Darülfünun (Osmanlı Dönemi Üniversitesi) kaldırılarak İstanbul Üniversitesi kuruldu. Türk bilimi evrensel hale getirildi.
– 1925’te Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk üniversitesi olan Ankara Hukuk Mektebi açıldı.
– Yine Ankara’da Dil – Tarih – Coğrafya Fakültesi kuruldu.
– Ortadoğu’nun ilk tarım bilimleri okulu olan Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu.
– Güzel Sanatlar Akademisi ve Devlet Konservatuarı kuruldu.

Bunun gibi nice gelişme yaşadı o kısacık süreçte… Ve Mustafa Kemal ATATÜRK eğitimin ve öğretmenlerin kıymetini her daim vurgulamaktan da geri durmamış, öğretmenleri el üstünde tutmanın önemini sürekli tekrar etmiştir:mertadam_021

  • Toplumun düşmanı cehalet, cehaletin düşmanı öğretmendir.
  • Okullarda öğretim vazifesinin güvenilir ellere teslimini, memleket evladının, o vazifeyi kendine hem bir meslek, hem bir ideal sayacak üstün saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini sağlamak için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, derece derece ilerlemeye ve her halde refah sağlamaya uygun bir meslek haline getirilmelidir. Dünyanın her tarafında öğretmenler, toplumun en fedakâr ve saygıdeğer unsurlarıdır.
  • En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.
  • Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
  • Milli eğitimde süratle yüksek bir seviyeye çıkacak olan bir milletin, hayat mücadelesinde maddi ve manevi bütün kudretlerinin artacağı muhakkaktır.
  • Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.
  • Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır.
  • Öğretmenler her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutan bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.
  • Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir… Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır.
  • Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır.
  • Milli Eğitim programımızın, Milli Eğitim siyasetimizin temel taşı, cahilliğin yok edilmesidir. Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz…www.erguven.net-AtatUr_Ders_Verirken_Topluluk_iCinde
  • Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz… Yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor, demektir. Bir taraftan genel olan cahilliği yok etmeye çalışmakla beraber, diğer taraftan toplumsal yaşamda bizzat faal ve faydalı, verimli elemanlar yetiştirmek lazımdır. Bu da ilk ve orta öğretimin uygulamalı bir şekilde olmasıyla mümkündür. Ancak bu sayede toplumlar iş adamlarına, sanatkarlarına sahip olur. Elbette milli dehamızı geliştirmek, hislerimizi layık olduğu dereceye çıkarmak için yüksek meslek sahiplerini de yetiştireceğiz. Çocuklarımızı da ayni öğretim derecelerinden geçirerek yetiştireceğiz.
  • Öğretmenler; yeni nesli Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir… Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır.

Cumhuriyetin ilk yıllarındaki bu sıçrayış bir süre sonra yerini yerinde saymaya ve hemen ardından gerilemeye bıraktı. Sonuç yıl 2014 ve sınavlardan başını kaldıramayan bir sürü genç çocukla bir başımızayız! Herkesin üniversite peşinden koştuğu bir sistem ve üniversitelerin vasıfsız eğitim politikaları! İlk ve ortaokul ise adeta kevgire dönmüş bir çarpıklıkta, kör topal yürüyor! Ezberci bir sistemin soru sormayan bir nesli doğurduğu aşikâr! Sormak bu kadar zor olunca da, anca kavga etmek kalıyor! Bu kavgalar, bu savaşlar, bu gözyaşları da sırf bu yüzden işte! Hırsızlıklar, yalanlar, bozgunlar eğitimin bu kör kuyularının eseri!

Nihayetinde, sınav sınav yıpranan genç nesil hep bir yolunu bulup kapağı atma telaşında bırakılıyor. Öğretmenliğin vasıfsızlaştırıldığı, itibar kaybettiği bir süreç bu. Bir çok mezun öğretmen işsiz, yada başka bir mesleği seçmek zorunda bırakılmış! Atanabilenler ise yılgınlıkla başladıkları çarpılmış eğitim sisteminde, fazlasını vermekten uzak, kendi cebinin derdinde bırakılıyor ne yazık ki! Boş geçen günleri kar sayan bir nesil yaratıyoruz!

Ve kimse utanmıyor, ÖSS rezilliklerinden, KPSS adiliklerinden, türlü hatalardan, nihayetinde sönen hayatlardan! Atanamayan öğretmenlere polis olun diyen takım elbiseliler tanıdık biz, okumasalardı diyen kravatlılar gördük! Ama Şafak BAY’I da tanıdık! Ve hiç de unutmadık! Unutursak da içimiz kurusun!

Peki, kimdir Şafak BAY?

ŞAFAK BAY

Ataması yapılmayan öğretmenlerin simge ismi haline gelen Şafak Bay, tedavi gördüğü Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesinde yaşama gözlerini yumdu. Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe öğretmenliği bölümünü bitiren, 2005 yılından beri kemik kanseriyle mücadele eden, bu süreçte atanmak için hiçbir zaman umudunu kaybetmeyen, tek hayali öğrencilerine ders anlatmak olan Şafak Bay’ın vefatı eğitim camiasını derin üzüntüye boğdu.

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformunun kurucularından olan Şafak Bay; hem hastalığıyla cesurca mücadele etti, hem de ataması yapılmayan öğretmenlerin gözü, kulağı oldu, onların feryadını hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığı’na duyurmak için çırpındı.

Şafak Bay, pahalı tedavi masraflarını karşılayamadığı için Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda açlık grevi bile yapmıştı. Hayata umutla tutunan Şafak Bay, yaptığı bir röportajda “Zil çalıyor ders kitabımla sınıfa giriyorum. İşte son 5 yıldır gördüğüm tek güzel rüya. Çünkü 5 yıldır kemik kanserine karşı verdiğim savaşın sonuna yaklaştığımı hissediyorum” demişti.

Hayatının baharında, henüz 27 yaşında rüyasını gerçekleştiremeden aramızdan ayrılan Şafak Bay, eğitim camiası için inancın, direncin, mücadelenin sembolü oldu.

Evet bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü…

04.00 24.11.2014

Yazarın (KorsanKalem) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

İlginizi Çekebilir
Ahmet Kaya

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir