Bir kumarsa bu yaşadıklarım; ya herrü ya merrü demenin vakti geldi!
  1. Anasayfa
  2. Deneme

Bir kumarsa bu yaşadıklarım; ya herrü ya merrü demenin vakti geldi!

0

Bir kumarsa bu yaşadıklarım; ya herrü ya merrü demenin vakti geldi!

Nedenleri, niçinleri, sebepleri ve sonuçları bir kenara bıraktım sonra… Zira içine saplandığım; içinden çıkamadığım her şey, daha da yük oluyor omuzlarıma… Her şeyin üzerine sigara yakan adamlar vardır ya, onlara döndüm. Bir şey oluyor, herhangi bir şey ve çat sigara yakıyorum. Sonra derin bir sessizlik hali. Derin bir hissizlik hali sonra. Ardından az önce yaktığım sigarayı küllükte unutup, bir tane daha yakıyorum. Boğazım yanıyor o an. Az önce yaktığım sigarayı küllükte yanarken görünce de içim yanıyor. Nasıl diyorum. Nasıl unutabilir insan? Çocukluğunu, ailesini, sevdiklerini ve nihayetinde güzel günleri? Nasıl unutup yaşayabilir tüm bu gereksizlikleri? Bunca acıyı içinde taşıyıp, yeni bir güne gülümsemeyi insan nasıl içine sindirebilir? Hiçbir gece mutlu kılmaz insanı. Hiçbir gerçek, yalanlardan daha mutlu değildir. Gerçekler mutsuzluğun göstergeleridir. Ve yalanlara kandıkça, ya da yalanlarla sürdükçe yaşam; daha da çekilmez olur aslına bakarsak.

Hiç sevmediğin tenlerde, sahte bir bahardır yaşadığın. Hiç alakasız sohbetlerde koyu bir kahkahadır kimi zaman. Kalabalık şehirlerde yalnız bir gözyaşıdır gerçeğin. Ya da bir çocuk gülüşünde, saçları ağarmış bir ihtiyardır topalladığın. Zorla sevmelerin Mecnun’usundur, suskun birlikteliklerde Leyla’sındır. Oldurmaya çalıştığın ne varsa şu hayatta, hiçbirisini olduramamışsındır. Olduramadıkça, daha da yitmiştir ümidin. Ümidini hiç olmayacak olanın olmasına saklamışsındır. Günler geçtikçe, yıllar geçtikçe yenik bir beden; kırık bir kalp kalmıştır elinde.

Bazen kırmak gerekiyor. Bazen söküp atmak gerekiyor. Bazen yakmak gerekiyor. Açık açık anlatmak gerekiyor. Bir sigarayı söndürmeden bazen, yeni bir sigaraya elini uzatmak gerekiyor. Ve bazen tüm sevapları bir kenara bırakıp, tek bir günahın peşinden koşmak gerekiyor. Bir döngüyse bu yaşadıklarımız. Bir süreçse eğer. Ve hiç mutlu olamıyorsak, en başa dönüp sistemi alaşağı etmemiz gerekiyor. Aynı süreçler, aynı mutsuzluklara çıkıyor bu hikâyede. Aynı basamaklar, aynı katlarda son buluyor. Bazen yeni bir ev, yeni bir iş, yeni bir şehir, yeni bir eş gerekiyor. Ki bazen; hiçbir eskinin yerini yenisi tutmuyor. Bir kumarı andırıyor yaşadıklarımız. Bazen zar istediğimiz gibi gelmiyor. Ama pes etmek yenilgiyi kabullenmek anlamına geliyor.

Koca bir ömrü yenik geçirmekse, ahmakça geliyor bana. İnsan her şeyden ötede, bu dünyaya yaşamak için geliyor. Takılı kaldığımız hikâyelerin hangisi bizden, bizim yaşamımızdan önemli? Hanginin yeri daha büyük? Ya da daha anlamlı? Başkalarının yollarından gitmek, bizi güçlü kılmaz bu hayatta. Korkak bir kolaycılıktır bu. Taşın altına elini sokmayanlar, başka birinden nasıl bunu yapmasını bekler ki? Yeni bir yol çizemeyen yürekler, nasıl özgür olur ki bu tutsak yaşamlarında?

Her şeyden öteye, yeni bir gün doğacak birazdan. Ve birilerinin artık o günü görme şansları yok! Yeni bir güne merhaba derken, dünün kederini silip atamasak da; bu günün gerçeklerinden bahsetmemiz gerekmez mi? Onu, bunu, şunu; kuralı, yasağı, geleneği bir kenara bırakıp yeni bir adım atmaya, bu kumarı oynamaya değmez mi?

03.25 07.08.15 Amasra

Bir kumarsa bu yaşadıklarım; ya herrü ya merrü demenin vakti geldi!

Yazarın (KorsanKalem) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

Bir kumarsa bu yaşadıklarım; ya herrü ya merrü demenin vakti geldi!

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir