Almanya’dan Dayısı Gelen Çocuk Paranoyası
  1. Anasayfa
  2. Anı

Almanya’dan Dayısı Gelen Çocuk Paranoyası

Yazan: Vaka Nüvis

0

Almanya’dan Dayısı Gelen Çocuk Paranoyası

Hiç ama hiç sevmezdim seni Almanya’dan dayısı gelen çocuk! Şımarık oluşun mu? Seni sevmeme engeldi, yoksa kıskançlık mı? Bilmiyordum, ama mahallece sevilmiyordun onu biliyordum. Varoş bir İstanbul mahallesinde çocuk olmak, aktif bir mahalle kültürü oluşturmuştu bünyede… Sokağa çıkmayan çocuğun dövüldüğü zamanlardı o vakitler. Yaz tatilinin çilesi hiç denize girmemek olsa da asıl bizi acıtan sendin Almanya’dan dayısı gelen çocuk! Bir de dayının azımsanmayacak derecedeki şahane olan Alman marka otomobiliydi. Arabaya otomobil denilen zamanlardı.

Sen Almanya’dan dayısı gelen çocuk, elinde boyun kadar Alman çikolatasını ısırırken, biz senin etrafında çember oluşturmuştuk, ama sen paylaşma nezaketinde bile bulunmadan kusana kadar yemeye çabalıyordun, sanki koca göbeğinde 7 çocuğun rızkı vardı. Oysa bakkal Orhan Amca da yerli malı yurdun malı çikolatasından karton karton vardı. Fakat biz Alman çikolatası görüp de hasret kalarak büyüyen bir nesildik, senin yüzünden.

Offf Almanya’dan dayısı gelen çocuk sanki o zor çocukluk yıllarımıza bir zorluk da sen katıyordun sıkılmadan. Çocukluğumuzun yakın tarihinin birinci sırasında sendin, bir de televizyonda düşmeyen karate filmleri, Mirkelam abimizin hiç durmadan koşarak çektiği klibi, Pazar günleri izlenen parlament sinema kuşağı, Silvester amcanın Rambo olduğu dönemlerdi o vakitler. En az bir Türk kahramanı kadar seviliyordu. Fakat sonradan öğrendik onunda İtalyan asıllı Amerikan bir faşist olduğunu, ama yine de seviyorduk zaten biz çocukken her şeyi seviyorduk bir tek seni sevmiyorduk Almanya’dan dayısı gelen çocuk bir de dayının tüylü şapkasını, elinden düşürmediği radyosu da ukalalığına ukalalık katıyordu. Sanırsın Hitler ordusunun komutanıydı mübarek. Öyle saçma zamanlarda çocukluk kırılganlığımız vardı. Belki de tek sahip olduğumuz güzellik oydu. Biz elimize elli kuruşluk çakma dondurmamızı alırken sen magnum yerdin 25 çocuğa inat olsun diye sonra bitiremeyip yere atar boktan ışıklı pabucunla üzerine basardın. Bizim sana şaşkın bir ifade ile bakmaktan elimizdeki zavallı meybuz erirdi. Her ne kadar da topluca sana dalmayı düşünsek de efendiliğimiz buna engel olurdu hep! Kaç para ulan bir magnummm…

Şimdi paramız var ama alışkanlık mı? Dersin, yoksa sana benzemekten korkmak mı? Dersin, elimiz ilk meybuz’a gidiyor. Evet, sendin korkulu rüyamız, ofsaytta kaçan golümüz, sendin araba altına sıkıştıktan sonra patlayan topumuz, sendin oyunun en can alıcı noktasında komşuların şikâyet çığlıkları, sendin erik ağacına daldığımız da bahçe sahibine ispitleyen silik tip… Hep uyuz anıların alt başlığında ilk sıradaydı adın…

O zamanlar ülkede ışıklar kapanıp açılırdı aydınlık gelecek için, oysa biz Susurluk’un meşhurluğunu ayranından değil! Kolpa bir kazadan öğrenmiştik… Daha 10 yaşımda başlamıştım ilk aktif siyasî eylemime. Ülkenin karanlığa karşı duruşuna sessiz kalmayan, hiç tatil köyüne gitmeyen, Alman çikolatası yemeyen, magnuma hasretle bakan, Öğretmenler günün de parası olmadığı için bakkaldan veresiye aldığı gül suyunu utana sıkıla hediye eden, tek bir oyuncağa sahip olmayan ve en önemlisi de Almanya’dan dayısı hiç gelmeyen çocuklardık…

Biz çocuk olarak zıpladığımız zamanlarda bir anne Manisa da okuyan oğlunu, götüren cezaevi arabasının ardından; “O daha bir çocuk, o daha bir çocuk” diye bağırırken… Kanalı değiştirip çarkıfeleği izliyorduk… Sonradan öğrendik o çocukların canlarının ne derece acıtıldığını polis ağabeylerimiz tarafından… Senin anlayacağın çarkta dönüyordu, felekte o çember benim bu çember benim dolaşırken bir anda ibne oluvermişti. Hem de hiç fark etmemiştik… Çünkü biz o vakitler ülkece kanal değiştiriyorduk!

Evet, Almanya’dan dayısı gelen çocuk aslında her şey baktığımız da aynı, biz bir işe, bir okula girmek için çaba üzerine çaba katsak da, sen hayatımızdaki dayın gibileri sayesinde; en iyi okullarda okudun, en iyi işlerde çalıştın, en iyi evlerde oturdun, en iyi şeyleri yedin ve hep bizim en çok sevdiğimiz şeylere hiç hak etmemene rağmen hep sen ilk sahip oldun…

Seni sevmedim ve hiçbir zaman da sevmeyeceğim Almanya’dan dayısı gelen çocuk… Ve son bir şey; dayını da alıp hayatımızın tüm evrelerinden gider misin lütfen…

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Almanya’dan Dayısı Gelen Çocuk Paranoyası

İlginizi Çekebilir
Sama

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir