Söyleşiden Notlar – Ayşe Yetmen
0

Son Vapur kitabının yazarı Ayşe Yetmen, Mersin Kültürhane’de sevenleriyle bir araya geldi.

Yazar Ayşe Yetmen, Kültürhane’de düzenlenen söyleşide “Son Vapur” adlı kitabından bahsetti.

Açılış konuşmasını yapan Hafize Bilgenoğlu, Yetmen’in yazım sürecini anlattı: “Öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Burada “Son Vapur”u konuşmak için toplandık. Ayşe benim kuzenim. Çok yakınız, dost gibiyiz. Bugünlere kadar birlikte geldik. Ayşe 1973 yılına kadar Mersin’de yaşadı. Daha sonra İstanbul’a yerleşti. 1973’e kadar olan dönemde de babasının işi nedeniyle sık sık İstanbul’a gidip geliyordu. Böylece gözlem yapma fırsatı buldu. Yazım hayatına “Benim Tarsus’um” adlı bir kitapla başladı. 1973’e kadar olan yaşantısını bu kitapta bize aktardı. O yılların Tarsus’unu, sosyal hayatını ve sokaklarını anlattı. “Benim Tarsus’um” çok güzel bir kitap oldu, hepimizi duygulandırdı. Geçmişe götürdü.” Bilgenoğlu, “Son Vapur”u çok heyecanlı ve duygusal bulduğunu, bir solukta okuyup bitirdiğini de sözlerine ekledi.

Konuşmasına kitabın hikâyesiyle başlayan Yetmen, yaşadıklarından derlediği kurgusal bir roman olduğunu, bu yönüyle “Benim Tarsus’um”dan ayrıldığını belirtti. Konuşmasının devamında kitabın büyük bir bölümünü metrobüste işine gidip gelirken yazdığını, bu yolculukta gördüklerini parça parça birleştirerek “Son Vapur” haline getirdiğinden bahsetti.

Yetmen; kitaptaki hikâyelerin içinde başka başka pek çok hikâye barındığını ve kitapta Tünel’in vanilya koktuğu zamanları anlattığını vurguladı. Günümüzde İstanbul’da hayatın çok hızlı ilerlediğini, her şeyin çabuk tüketildiğini ve kültürel yozlaşmanın yaşandığını ifade etti.

“Gönül Borcum Var”

Yazar, kitabı yazma sebebinin; geçmişe özlemin yanı sıra tanıdığı bir aile ile ilgili olduğunu söyledi. “Çok yakındık. Çok ilginç bir hikâyeleri vardı, Büyükada’da oturuyorlardı. Bir uçak kazasında oğullarını kaybettiler. Ermeni bir aileydi, bana tarihlerini anlattılar. Ben de romanımda bu hikâyeleri kullandım. Şimdi yalnızca bir kişi kaldı aileden maalesef. Onunla da halen daha Büyükada’da buluşup görüşüyoruz. Büyükada’da güzel bir kültür mozaiği vardı, bana çok şey kattı. 60’lı yıllarda yaşanan mübadele insanları çok yaraladı İstanbul’da. İnsanlar sürülmek zorunda kaldılar. Saksılarını bile bize bırakmışlardı, bir gün geri dönecekler diye. Ama dönemediler. Onlara da dokundum kitapta, gönül borcum vardı çünkü. ” dedi.

Kitabında oldukça fazla kadın karakter barındıran Yetmen; o zamanki kadınların hayat mücadelesine değindiğini ve kadınların aşklarını, işlerini, imkânlarını yazdığını aktardı. Kitap üzerine sorulan sorularla karakterlerini ve kitabın isminin hikâyesini anlattı.

  • Kitapta bulunan Necmiye karakterinin başarı hikâyesi oldukça ilgi çekici. Biraz ondan bahseder misiniz?

Necmiye’nin annesi ve babası o bebekken ayrılıyorlar. Necmiye büyüdüğünde çok güzel yemekler yapmaya başlıyor, anneannesi gibi. Aşçı olmaya karar veriyor. 1963 yılında İstanbul’da açılan turizm okulunun lise kısmında mutfağa kızlar alınmıyordu. Bir mücadele vererek oraya girmeyi başarıyor. Liseyi bitirdiği halde orada baştan okuyor. Bütün engellemelere rağmen aşçı oluyor. Günümüzde de baktığımızda halen daha çoğu aşçının erkek olduğunu ve kadın aşçıların sayısının çok az olduğunu görüyoruz. Kadın işi olarak görülen yemek yapma eyleminin iş para kazanmaya gelince erkeklerin daha etkin olması gerçekten garip.

  • Yazarken hikâyesiyle sizi hüzünlendiren bir karakter oldu mu?

Tabii kırık hikâyeler de var. Herkesin hikâyesi Necmiye gibi parlak değil ne yazık ki. Şişli’de otururken her gün Pangaltı’ya yürürdüm ve ellerinin üzerinde yürüyen, dilenen bir kadın görüyordum. Hep siyah giyiniyordu. Ona Vasiliki adını verdim. Biraz kurgu ekleyerek sonlandırdım hikâyesini.

  • Neden “Son Vapur” ismini seçtiniz?

Aslında ismi “Terkedilmiş Ev” olacaktı. Bir gün adadaki evde arkadaşımla oturuyorduk. Biri geldi plaja inmeyi denedi, biz de kim olduğunu sorduk. O da burası “Terkedilmiş Ev” değil miydi, dedi. Böyle anılmasına çok üzüldük arkadaşımla birlikte. Bu yüzden “Terkedilmiş Ev” koymak istemiştim. Ama sonra –miş ekinin olması kitabın çıkış aşamasında reklamla ilgili sorun çıkardı. Ben de “Son Vapur”u seçtim isim olarak. Bu kitabı zorla yerinden yurdundan edilmiş insanlara ithaf etmek istedim. Fakat tam o sırada babamı kaybettim ve babamı da ekledim. Biz de yerinden yurdundan edilenlerdik, İstanbul’u çok seviyorum ama bu topraklara ait değilim.

Konuşmasını sonlandırırken Kültürhane’ye olan sevgisini vurgulayan Yetmen: “Baskılarla, siyasi nedenlerle, ekonomik nedenlerle yerinden yurdundun edilen onlarca insan var. Kiminin geri dönme umudu var, kiminin yok. O yüzden bulunduğumuz yerlerde şartları zorlayıp birlikte mutluluk yaratmak, en büyük görevimiz. Tıpkı Kültürhane gibi. Kültürhane’yi çok seviyorum. Burayı kazandığımız için çok şanslıyız. Alışılmışın dışında farklı bir dünya, farklı bir sıcaklık sundukları için çok mutluyum. Beni buraya davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.” dedi.

Ayşe Yetmen Kimdir?

4 Temmuz 1952 tarihinde Tarsus’ta doğdu. Özel Adana ve Özel Tarsus Kolejlerinde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 20 yıl çeşitli firmalarda çalıştı. AnaBritannica Ansiklopedisi’nin yazılmasında görev aldı. Paylaşım, Portreler, D Dergi gibi süreli yayınlarda makaleleri yayımlandı. Yaşam Radyosu’nda haftada bir gün, bir yıl süreyle “İnsan Sesi” adlı programı Bülent Kumral ile birlikte sundu. Tarsus Kültür ve Dayanışma Derneği’nin çeşitli kademelerinde yer almış ve iki yıl başkanlığını yürütmüştür. İki Kuleli Biyografi-Anı kitabını yayına hazırladı. 1980’li yıllardan beri İnsan Hakları ve Kadın Hareketi içinde yer aldı. Halen Kadınlarla Dayanışma Vakfı’nda çalışmalarını sürdürmektedir.

Yazarın (Zeynep Çelebi) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir