Pazar’ın Kelimeleri
  1. Anasayfa
  2. Hayatın içinden

Pazar'ın Kelimeleri

Yazan: Amelie

0

Pazar’ın Kelimeleri

En sevdiğim mevsimin kucağındayım. Beyazın saflığına, temizliğine, pürüz bırakmadan örtmesine güveniyorum. Bir yerde kendini saklamak için en güzel mevsim aynı zamanda. Canın yanmıştır, incitmiştir seni zaman, mekân. Gidecek yeri olmayanın sığındığı tek mevsimdir. Ama en çok da yalnız olanın. Yalnızlık nedir? Bir Candan Erçetin şarkısı aynı zamanda ama kime “yalnız” deriz? Öyle ya Murathan Mungan bile “Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum” diyor. Yalnızlığı insanın kendi tercihi olarak savunan ben, yeni yeni öğreniyorum başka türlüsünün de mümkün olduğunu. Bütün mümkünlerin kıyısına varılsa bile yalnızlığın başkaları tarafından size tüm bu çabanızın karşılığı olarak sunulabileceğini. Çünkü ne kadar emek veriyorsan o kadar yalnız kalmalısın. Değişmeyen kuraldır. İnsan doğarken de ölürken de yalnız. Merlin’in beşinci sezonunun onuncu bölümünde Dragon’un söylediği gibi: “It is the cycle of life, no more no less”.

***

Yine de insan merak ediyor, kışın orta yerinde, soğuğun hançer olup eti deştiği zamanlarda insan hoşça kal der mi? Oysa en çok ihtiyaç duyduğu zamandır yüreğin ısınmaya. Denenmemiş başlangıçlara niyetlendiğin zamanlardır çünkü. İçinde umudu muhafaza ettiği zamanlardır, çünkü muhafaza etmekle hıfzetmek aynı göğün parlayan yıldızları. “İnsan bir şey saklıyorsa bu her zaman ezberindedir” diyor Onur Caymaz ve ekliyor: “… Sakladığını saklayabilmenin tek yoludur unutmak.”

Unutmak deyince Erdal Beşikçioğlu’nun onca zaman hayat verdiği Behzat karakterine de bir selam vermeden yapamadım. Çok meşhur bir tiradı vardı…

“Unutmak kelimesi undan çıkmış. Bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. Unutmak için un ufak etmek gerekiyormuş. Birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. Öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. Gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. Unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. Hatırlamazmışsın. Sonra unuttuğunu unuturmuşsun. Ben unutmak istiyorum. Her gün ne zaman unutacağım diye soruyorum kendime, her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben, daha net. Unutamıyorum ben.”

Oysa diyor ya yazar, saklayabilmenin tek yolu unutmak. Teslim alınan hediyeler, kitap ayraçları, gidilen yerler, çekilen fotoğraflardan ziyade en çok kelimeler. Teslim alınan kelimeler. Onca kelimeyi teslim alan saklamak için unutur anca. Ve elbet ki onca kelimeyi teslim eden de hafızaya kazınmak ister. Ne diyor yazar, insanın tek derdi iz bırakmak.

İz bırakmak nasıl olur? Yanıp kavrulmadan olanı görülmemiş. Ki yakıp kavurur onca kelime, teslim alandan çok belki teslim edeni.

***

Walk Off The Earth’e bin teşekkürler:

Diğer yazılara da okuyabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

– Pazar’ın Kelimeleri

İlginizi Çekebilir
Sadece izledim

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir