Nietzsche Ağladığında – Irvin D. YALOM
  1. Anasayfa
  2. Kitap Tanıtımları

Nietzsche Ağladığında - Irvin D. YALOM

Yazan: Aycadısı

2

Nietzsche Ağladığında – Irvin D. YALOM

“Ölümün ağzımdaki tadı bana hem bir yön çizdi hem de cesaret verdi. En önemlisi bana kendim olma cesaretini verdi. Ben bir profesör müyüm? Filolog muyum? Filozof muyum? Kimin umurunda?”

Başa Not: Bu yorumu epey zaman önce yazmıştım Dostlar. Üyesi olduğum bir kitap okuma gurubundan, birkaç genç arkadaşım, büyük bir merakla, Nietzsche hakkında yazıyor ve sorular soruyorlardı. Ben de antika sandığımı karıştırdım biraz anlayacağınız…
Çorbada tuzumuz olsun dedim…

Buyursunlar;

Halen yaşamakta olan, Irvin D. Yalom, Rus kökenli, Yahudi asıllı, ABD’li psikiyatrist, varoluşçu, psikoterapist, yazar ve eğitimcidir. Birçok popüler esere imza atmış olan Yalom, ünlü bir psikoterapisttir. En popüler eseri Nietzsche Ağladığında’dır. Hâlâ ABD Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde psikiyatri profesörlüğü yapmaktadır. Dilimize çevrilmiş 21 kitabı mevcuttur.
Bu kitabı etkileyici kılan, karakterlerin gerçek oluşu, hikayenin yaşadıkları dönemde anlatılmış olması ve gerçek hayatlarından yaşanmışlıklar içermesi.

Yalom, bu yaşanmışlıkları, yarattığı kurgu ile öyle güzel harmanlamış ve öyle nefis bir roman çıkarmış ki ortaya, “Tüm zamanların en iyi psikolojik romanı” tabirinin hakkını sonuna kadar vermiş…

Nietzsche; genç, özgürlüğüne düşkün, evliliğe inanmayan bir şair olan Lou Salome’a aşık olur. Salomé tarafından reddedilen Nietzsche, artık kadınlara karşı öfke ve nefret doludur. Buraya kadar yazılanlar, gerçektir. Bundan sonrasında ise Yalom’un kurgusu devreye girer.

Salomé, Nietzsche’den aldığı nefret ve öfke dolu mektuplardaki duyguların, ümitsizlik ve intihar düşüncesine evirildiğini fark eder. Bunun üzerine dönemin ünlü doktorlarından ve gerçekte de psikanalizin kurucularından olan Dr. Breuer’e gelerek Nietzsche’yi tedavi etmesini ister. Dr. Breuer tedaviyi kabul eder ve zaman zaman arkadaşı olan Sigmund Freud’u da dahil ederek Nietzsche ile seanslarına başlar. Bu seanslar her ne kadar Nietzsche için düşünülse de bir süre sonra birbirlerinin hastası ve doktoru olacaklardır.

Kitap, işte bu seanslar üzerine kurulmuştur aslında. Psikanalizin temel taşlarını, yöntemlerinin oluşumunu, yaklaşımlarını ve Nietzsche’nin düşünce şeklini, aforizmalarını da net bir şekilde görmemizi mümkün kılar. Nietzsche’nin etrafına ördüğü duvarları, inkâr ve ümitsizlik halindeki duygu durumunun, kitabın sonlarına doğru Breuer’in onu bir komadan çıkarması ile teslim oluşa dönüşmesi ise kitabın bir diğer enteresan yönü. Aynı eser içinde Nietzsche’yi hem ödün vermeyen, uzlaşmayan, boyun eğmeyen haliyle hem de olabilecek en uysal ve teslim olmuş haliyle okumak mümkün.

Kitapta bir diğer önemli karakter, Lou Salomé’dur. 1880 yılındaki kadın profiline tamamen aykırı olan Salomé’un bağımsızlığı ve özgürlüğüne düşkünlüğü, ilişkilere bakış açısı ve ayakları üzerinde duruşu dönemin kadınlarına bakıldığında devrim niteliğindedir. Ve Yalom, Salomé’un karakterlerimize yaşattığı duyguları, onların ilişkilerini ve bakış açılarını nasıl etkilediğini oldukça başarılı bir şekilde kurgulamıştır.

Kitap, Nietzsche’nin felsefesini hem psikanalizi anlamak için kullanılabilecek bir kaynak niteliğinde. Felsefe ve psikolojiye ilginiz varsa çok şey öğrenebileceğiniz, sorgulamadan okuyamayacağınız, sık sık altını çizmek istediğiniz satırlarla dolu harika bir kitap. Ben yıllar önce okuduğumda birçok yerin altını çizmiş notlar almışım ancak biliyorum ki, geçen zamanda öğrendiğim, deneyimlediğim ve yaşadıklarımla tekrar okuduğumda, belki de hiç fark etmediğim başka kapıları da aralayabilirim…

İşte bu noktada gelişime ve kendinize doğru yapacağınız yer yer acımasız ama bir o kadar doyurucu ve eleştirel yolculuğa tam anlamıyla katılmış olabilirsiniz.

Kitabın dili ve anlatımı oldukça anlaşılır. Eğer daha önce Nietzsche’nin kitaplarını en azından Böyle Buyurdu Zerdüşt’ü okuduysanız kitap daha tanıdık gelecektir. Çeviri de oldukça iyi bu da tabi ki okumayı kolaylaştırıyor.

 “Yine de en çok çiğ damlası, en sessiz gecede düşer, biliyorum.”

“+Bağımsızlığa damgasını vuran şey nedir?
– İnsanın kendinden artık utanmıyor olması! ”

“Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.”

“Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi gerçeği keşfetmektir.”

“Sanırım gözlerimin zayıflığından da çıkarım var. Yıllar oldu öteki düşünürlerin yazdıklarını okuyamıyorum. Böylece, onlardan ayrı kendi düşüncelerimi oluşturuyorum. Yalnızca kendi deneyimlerime dayanarak yazıyorum. Yani yazılarımı kanla yazıyorum ve en iyi gerçek kana bulanmış gerçektir.”

Sevgiylekalın…

 

NIETZSCHE AĞLADIĞINDA – IRVIN D. YALOM
Ayrıntı Yayınları
Çeviri: Aysun Babacan
342 Sayfa

Nietzsche Ağladığında - Irvin D. YALOM

Diğer kitap tanıtımlarına da göz atabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

– Nietzsche Ağladığında – Irvin D. YALOM

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (2)

  1. Anladığım kadarıyla bu kitap her okuyuşta okuyucuya bir şeyler katan kitaplardan. Teşekkür ederim. 🙂

    • Aslında o dediğin ,okurun okuduklarında kaybolma isteğiyle alakalı…Calvino okurken, bol katmanlı olduğunu hisseder ve ona göre alırsın gardını. Ama Yalom’da, hem Freud, hem Salome hem de Nietzsche ‘yi merak edersin. Bir süre sonra yazar Yalom, figüran olur kitapta, diyebilirim. Ete kemiğe bürünen ,gerçek karakterler yüzünden olur bu.Bana göre bir kitap, okurunu oradan oraya dolaştırabiliyorsa; iyi kitap’tır anlayacağın…:))

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir