1. Anasayfa
  2. Kitap Tanıtımları

Devir – Ece TEMELKURAN

“Uç! Uç! Hüseyin Abi’ye git.”


0

Devir – Ece TEMELKURAN, Devir romanı hakkında, Ece Temelkuran kimdir, Devir romanının yazarı, iyi bir roman okumak isteyenlere öneriler…

DEVİR – Can Yayınları

Unutulmayacak olanlar kalır… Ya hatırlamayacaklarımız?”

ec

“Bak Kuğulu’da üç ağaç var, üzerine yazmışlar Deniz, Yusuf, Hüseyin diye. Düşünmüyorlar; ağaç büyüyünce yukarı çıkacak o yazıyı, kimse görmeyecek. ‘Unutmadık, unutmayacağız,’ diye iç serinletiyor insanlar. Bu çocuklar başka şeyler hatırlayacak, unutturmamaya çalıştıklarımızı değil. Ölümü hatırlamaz insan, hayatı hatırlar Aydın. Durmadan ölümü hatırlarsan sen de ölürsün, anladın mı Dedektif?”

Ülke sağ sol kavgalarına kurban edilirken, üzerinden geçilen nesillerin hüzünlü hikayesini anlatıyor “Devir”… 80’li yıllardır. Büyüklerin dünyasındaki planların, küçüçücük çocuklar tarafından algılanışının hüzünlü ve bir o kadar da tatlı halini sergilemiş Ece… Dönemi sol bir bakıştan ele alan roman, aslında bu koca ülkede ne acılar çekildiğini gözler önüne sermekte.

“Turgay Abi’n gitar da çalardı, biliyor musun. Çok akıllıydı. Hepimizden akıllı. Ama işte ömrü, milyon yıllık insanlık tarihinde anasını sattığımın içsavaşına denk geldi…

Ceket cebinde hep bir gofret taşırdı, kızlara gofret verip sonra yürüyüp giderdi: ‘Gofretle mutlu olmayan kız hiçbir şeyle mutlu olmaz’ öyle derdi… “

Ali gecekondu mahallesinde yaşayan solcu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Ayşe’nin ise annesi gençliğinde siyasi olarak gözaltında işkence görmüş. Daha sonra meclis arşivinde devlet memuru olmuş eski bir solcu. Babası da aynı siyasi görüşte olan, ancak pasif bir siyasi duruş sergileyen bir devlet memurudur.

                “Atatürk’ün silah arkadaşları da burada mı ölü?”

                “Oğlum öyle denmez. Yatıyor deniyor. Yok, onlar burada değil.”

                “Atatürk niye tek duruyor? Tek durulmaz ki!”

                “Aslanlara baksana sen Ali! Çıkacak mısınız aslanların üzerine evladım?”

Ali yaşından çok ötededir. Yaşadığı semtin siyasi duruşunu, söylemlerini ve hareket tarzını benimsemiş ve neredeyse çocuk değildir artık… Onun doğup büyüdüğü yerde, zaten uzun süre çocuk da kalınmaz. Ayşe ise tam tersi, ailesinin çizmiş olduğu pembe duvarlı bir hayatın içinde uzun süre çocuk kalacaktır. Ali ile Ayşe’nin dostlukları, ilk aşkları son zamanlarda okuduğum en güzel, en heyecan verici hikaye oldu.

                “Buyur hanım kız! Çiş mi geldi?”

                “Çiş denmez ki!”

Ayrıca iki farklı çocuğun bakış açılarını kitaba, farklı fontlar kullanılarak geçirilmesi de okuyucu açısından rahatlatıcı bir etken oluşturmuş. Sanki iki farklı kitap var ve bunlar birbiri arasına sokuşturulmuş gibi bir his uyandırıyor. Kitabın üniteler halinde bölümlendirilmesi de adeta bir ders kitabı havasında okunmasını sağlıyor. Her ünite ayrı bir ders çıkarıyor insan kendine…

                “Ağlamaya başlayacak şimdi. Çenesi büzüştü işte.”

Büyüklerin o büyük kavgalarının yanında, Ali ve Ayşe iki eylemle her şeyin üzerine çıkıyorlar. Birincisi meclise kelebekleri sokmak, diğeri ise Ankara’da ki Kuğulu Park’tan bir kuğuyu kaçırmak. Çocuk dünyalarında bu büyük iki eylemi gerçekleştirerek, büyüklerin dünyasına çok büyük bir tokat atıyorlar aslında. Bu duruş beni öyle etkiledi ki, kitabı bitirdiğimde çocukluğuma dönme isteği uyandırdı içimde.

20150312_043826“Devrimciler uçabilir ama. Ayşe’nin babası onu bilmiyor tabii. Ama yukarılara uçmaları için, vurulmamaları için bizim de kuğuları kurtarmamız lazım. Onu hiç bilmiyor buradakiler. Ayşe biliyor ama. Ben onun elini hiç bırakmam artık. Çünkü ağlayınca hiç ses çıkarmadı.”

Kitapta Ali’nin suskunluğu ve cebinde taşıdığı iplerin anlamı derin… Bu derinliği algıladıkça da sanırım boğazımda bir şeyler düğümlendi. Kitabın sonunda gözyaşlarıma engel olamadım. Öyle bir yüreğe sahipti ki Ali ve Ayşe… Öyle şeyler anlatmıştı ki bu roman… Sustum ve yitenleri tüm yüreğimle andım, gözyaşlarımın eşliğinde… Ellerine, yüreğine sağlık Canım Ece Temelkuran…

“Uçurtmanın ipi bu… Hüseyin Abi ile Birgül Abla kuğumuzu tanıyabilsin diye. Samim Abilerin balkonundan uçtu ikisi… Kuğu oldular ya uçunca… Onlar tanısın diye işte…”

                “Uç! Uç! Hüseyin Abi’ye git.”

12.03.15 05.35

Yazarın (KorsanKalem) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir