IKIRU (YAŞAMAK) HAKKINDA
  1. Anasayfa
  2. Filmlere Dair

IKIRU (YAŞAMAK) HAKKINDA

Yorum: Ashley Emek Denizcan

0

IKIRU (YAŞAMAK) HAKKINDA

Yeni Bir Şapka’nın Alamet-i Farikası

Şu anda bu satırları benim yazmış olmamın, senin de okuyor olmanın nedeni Kurbağa Yağı Satıcısı’nın yani Akira Kurosawa’nın ta kendisi! Kendi biyografisini yazdığı bu kitap bana hediye gelmeseydi, gurubumuzdan bir arkadaşım aynı kitabı okuyup, yorumlamasaydı bu muhteşem filmi belki de izlemeden yaşayıp gidecektim. Kendi hayatımın hayhuyları arasında, unutulacaktı.

1952 Yapımı, siyah-beyaz bir filmi, tüketim çılgınlığının doruklarında yaşayanlar ne yapsınlar?!

Ama şu anda tam buraya Ikiru’dan izler bırakacağım. Bırakacaksın. Mutlaka bu hazineyle tanışmak isteyen birileri olacaktır.

Yapboz sevenler, buraya o halde:))

Kimura Watanabe; orta yaşların epey üzerinde ,30 yıllık, takdirnameli bir Belediye çalışanı. Karısının ölümünden sonra, annesiz kalan oğlu Mitsuo’nun kalbindeki yarayı düşünerek, dünyevi her şeye veda etmiş biri. Oğlu ve geliniyle birlikte yaşadığı evde kendisine ait bir odada ve Halkla İlişkiler Departmanı’ndaki Kısım Şefliği yaptığı masası arasında zamanı öldürüyor.

“Öldürüyor mu?”, dedim?

Ah özür dilerim…’Ölüyor’, diyecektim!

Epik öğelerin, özellikle “anlatıcı”nın rolü yadsınamaz bu filmde.
Ukalanın teki, anlatıcı! Kim oluyor da şerefle devletine hizmet eden, tutkularını ve hırslarını çoktaaan toprağın altına gömmüş, takdirnameli bir memura kafa tutuyor ki?!

Bakın mesela filmin başında bizimle Watanabe’yi tanıştırırken: “İşte bu da kahramanımız. Ama onunla tanışmaya değmez… Yaşadığı kendi hayatı değil, yalnızca zaman geçiriyor.” diyor.!!!

Filmin ana temasından ve kırılma noktasından ayrılacağım burada biraz. Bana göre her şeyin başlangıcı Allah’ın cezası bir fahişenin, Watanabe’nin başındaki 30 yıllık şapkayı çekip alması!

Evet evet, şapka diyorum, bir anda elden ele dolaşmaya başlar. Ardına düşülmeyecek kadar tehlikeli memelilerin eline geçmiştir artık! Watanabe’de yanında kendisine para harcamayı öğreten pişmemiş bayağı yazar arkadaşının (Nam-ı diğer Mephistopheles; Rönesans dönemi Avrupa yazınında Hristiyan mitolojisinin lider-şeytanlarından biri) uyarısını dikkate alır ve işin peşini bırakır. Yani şapkasından, bir anlamda geçmişinden, üzerine ölü toprağı serpilmiş olan yaşamından adeta bir jetlag etkisiyle uyanıverir!

“Jetlag” dedim, çünkü halsizdir, solgundur, gergindir, uyuyamaz, yiyemez, içemez, kusar kusar kusar….

Eski şapka tehlikeli ellere geçtiğine göre, yapılacak en iyi şey; hemen son model yeni bir şapka almaktır. Aynı gece alınır Şapka. Veee YAŞAMAK da böylece başlar!

Filmin başında, Belediye’de oradan oraya dolaştırılıp duran altı melek görürüz. Demokrasi derlerrr, Zaman Katilleri diye bağırırlarrr, çocuklarının haklarını ararlarrrr ve sevip saydıkları biri bu dünyadan göçüp gittiğinde en içten duygularıyla ağıt yakıp, ağlarlar! Melek mi demişim yaa! Yine özür diliyorum: HALK olacaktı doğru kelime…!!!

Yığınla dosyanın, evrakın, bitmeyen, bitirilmeyen, seçim malzemesi yapılmaya çalışılan binlerce kağıt tomarının arasında can çekişen insanların, makamını kaybetmemek için hiçbir şey yapmamayı kendine mesnet edinenlerin, önyargıların, hatta yargısız infazların, yaşamın ceza vermeye çalışma yöntemlerinden biri olan kanserin, sorgulayışın, uyanışın, sıçrayışın ve iz bırakışın öyküsü “IKIRU”.

*** “Neyin var?” Sorusuna verilebilecek en uzun yanıtın “Hiç… Hiçbir şeyim!” olduğunu anlayacaksınız.

*** “Ben buraya ait değilim!” cümlesindeki ışığa bayılacaksınız.

*** Ve bir şarkının sözlerine dalıp gideceksiniz, mırıldanarak hem de: Hayat kısa… Âşık olun, bakireler… Dudaklarınızın allığı solup gitmeden önce…laylaylom…….

*** “Striptiz!” diyor Mephistopheles, “İşte ben buna sanat derim…” Ve Watanabe’nin haz dolu çığlığı dolduruyor kulaklarımızı.

*** “İnsanlardan nefret etmekle uğraşamam,” diyor Kimura Watanabe, “buna zamanım yok!”

Bir oyuncak bebek fabrikasında çalışıyorsanız, içlerinden birisiyle bile eğlenmeyi, kahkaha atabilmeyi başarıyorsanız ve dünyadaki tüm güzel oyuncaklar sizinmişçesine mutlu olabiliyorsanız o anda, yaşıyorsunuz demektir.

YAŞAMAYI DENEMELİSİNİZ!

Sevgiyle ve sanatla kalın…

IKIRU (YAŞAMAK) HAKKINDA

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

IKIRU (YAŞAMAK) HAKKINDA

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir