Bir Hayaletin İzinde: Ledger’ın Joker’ını Kovalamak
  1. Anasayfa
  2. Sinema

Bir Hayaletin İzinde: Ledger’ın Joker’ını Kovalamak

0

Bir Hayaletin İzinde: Ledger’ın Joker’ını Kovalamak

*Spoiler içerebilir…

Ronnie O’Sullivan, Michael Schumacher, Michael Jordan… Phoenix’in Ledger’ın Joker’ını neden geçemeyeceğini performansın ötesinde bu üç isim üzerinden açıklamaya çalışarak yazıma başlayacağım.

Bazen ne yaparsanız yapın, yeterli olmaz. Jordan’dan daha fazla sayı atabilirsiniz, ondan daha fazla ribaund alabilirsiniz, ondan daha fazla asist yapabilirsiniz. Ama o Jordan’dır. Tırmanamayacağınız, göğün de üzerinde bulunan bir dağda, tahtında oturmaktadır. Oraya kadar gider de tahta bakarsanız, tahtın boş olduğunu bile görebilirsiniz. Düşününce anlarsınız, o tahtın bulunduğu yerde olmak için sadece başarılı olmak yetmez, ortaya bir hikaye koymalısınız. Ronnie O’Sullivan, olağanüstü yeteneğinin yanına karizmasını koydu. Michael Jordan, final kaybetmeyişini koydu. Schumi şampiyonluklarının yanına karizmasını koyan bir diğer isimdi. Bu isimler öyle bir yere konulmuş haldeler ki, sadece alanınızda başarılı olarak oraya gidemezsiniz. Onların koyulduğu nokta, aslında boştur. Bu insanlar ilahlaştırılırlar. Sayı atarak, şampiyon olarak hatta onu yenerek bir ilahı tahtından edemezsiniz. Ortaya bir hikaye, omuzlara alınmanızı sağlayacak bir anlatı koymak zorundasınızdır. Jordan bunu başardı, O’Sullivan bunu başardı, bunu başaranlardan biri de Ledger oldu.

Dark Knight filmine hazırlanırken kendini izole eden, daha sonra hayatını kaybeden Ledger, ilahlaştırıldı. Hayatını kaybetmemiş olsa dahi sinema sahnelerindeki en iyi Joker olacaktı bana göre, ancak hayatını kaybetmesi ile birlikte Ledger bir hayalet haline dönüştü. Ledger’ı yakalayamazsınız. Elle tutamazsınız. Ledger müthiş bir performans sergiledi ve insanlara bir anlatı verdi. “Aktör iyi bir filmde müthiş rol yapıyor, bu rol için çok çalışıyor, daha sonra ölüyor.” Anlatının gücüne bakın, inanılmaz. Bu ne Christian Bale’ın kilo alıp vermesine benzer, ne de Viggo Mortensen’in kırık parmakla rolüne devam etmesine.

Rol yap ve öl. Anlatı inanılmaz kuvvetli. Bu anlatıyla “işinizi olabilecek en iyi şekilde yaparak” mücadele edemezsiniz.

Bir Hayaletin İzinde: Ledger'ın Joker'ını Kovalamak

Dişlinin Parçası Olmak ve Makineyi Yaratmak

Ledger’ın Joker’ı, çok iyi çalışan bir makinenin som altından yapılmış çarkı gibiydi. Jack Nicholson’ın daha “mafyatik” Joker’ını alıp Dark Knight filmine koysanız, film yine oldukça iyi olurdu. Ledger’ı bir kenara koyun, yine iyi bir filmle karşı karşıya kalıyoruz. Nolan, Bale, Freeman, Oldman, Caine beşlisi el ele verip çok iyi çalışan bir makine icat ediyor. Ledger’ın Joker’ı da gerek daha sonra yarattığı anlatıyla, gerek çizdiği “anarşist ve saf kötü” Joker karakteriyle filmi inanılmaz bir yere taşıyor. Öyle ki filmden hemen sonra çıkan çizgi romanların çizimleri dahi Ledger’dan etkileniyor.

Joker’ı izlemeye giderken üzerimde Joker tişörtü vardı ve bu Ledger’ın Joker’ıydı. Çoğu insan için Joker, Ledger’ın Joker’ı. Tişörtlerde Ledger var, bu film nasıl bir etki yaratırsa yaratsın, öyle olmaya da devam edecek. Profil fotoğraflarında Ledger’ın Joker’ı var. Banner’larda Ledger’ın Joker’ı var. O bir hayalet, o bir efsane. O, çok iyi çalışan bir makinenin som altından çarkıydı. Film onsuz da çok iyi olabilirdi ancak onunla inanılmaz bir yere gidiyor.

Phoenix’in yaptığı iş ise bana göre çok daha zor, çok daha saygı duyulası, çok daha büyük bir iş.
Joker’da yardımcı oyuncu kimdi? Murray mi? Anne mi? Filmde ekran süresi bariz yüksek bir yardımcı oyuncu dahi yok. Bu Phoenix’in şovu.
Bu makineyi yaratan Phoenix.
Bu makinenin çarkları yok, Phoenix “ol diyor ve oluyor.”
Bu tek kişilik bir şov.
Üstelik bu şov Joker’ın şovu bile değil. Joker’a son on dakikada merhaba diyoruz.
Bu Joker adının altında ezilmeden çekilen güçlü bir film.
Toplum eleştirisi, Arthur Fleck’in hayatı, “tek bir kötü gün”ün anlatımı var burada. Bu meseleler ayrı ayrı öyle güzel anlatılıyor ki kimse Joker’ı sadece birkaç dakika görmekten şikayetçi değil.
Biz Joker’ı izlemedik, Arthur’u izledik.
Üstelik bu “Gregor Samsa bir sabah uyandı” şeklinde de gelişmedi. Arthur uyandı, kötü şeyler oldu.
Arthur uyandı, kötü şeyler oldu.
Arthur uyandı, kötü şeyler oldu.
Arthur uyandı, kötü şeyler oldu.
Arthur uyandı, kötü şeyler yaptı.
Phoenix bu filmi tek başına var ediyor. Ben Ledger’ın da, Nicholson’un da, Hamill seslendirmeli bir çizimin de böyle bir orijin hikayesinde sıfırdan yaratılan Arthur Fleck karakterini bu kadar güçlü oynayabileceğine inanmıyorum. Ledger iyi aktör, Nicholson çok büyük aktör. Hamill’in seslendirmesi efsanevi.
Ancak farkında mısınız, biz olmayan bir orijin izledik. Bu orijin çok az insanı tırmalıyor çünkü Phoenix inanılmaz bir performans sergiliyor.

Bir Hayaletin İzinde: Ledger'ın Joker'ını Kovalamak

Bir Devam Filmi Gelirse Ne İstiyorum?

Biz Ledger’da da, çoğu Joker çizgi romanında da hep “olmuş” Joker’ı izledik. Phoenix ile ilk kez “olmaya başlayan” Joker’ı izleme fırsatı bulduk. Killing Joke bir orijin hikayesi olarak ele alınabilir ancak nereye kadar? Joker’ın orijini şöyle sıkıntılı: Batman her bilgiye vakıf olabileceği bir koltuğa oturduğunda Joker’ın kimliğini öğrenmek ister. Koltuk ona bilmediğini, üç tane Joker olduğunu söyler. Siz buraya bir orijin yazıyorsunuz.

Olmaya başlayan Joker haliyle çok kolay tutuklandı. Bazı eleştiriler benim de kulağıma geldi: “Joker böyle kolay tutuklanır mı?”, “Nerede o dahice planlar yapan Joker?” Şöyle ki, işin başında işin uzmanı olamazsınız. Biz yakalanan, kapatılan bir Joker izledik ki Joker zaten çizgi roman evreninde de sık sık kapatılan bir karakterdir. Biz olmaya başlayan Joker’ı izledik. Devam filmi gelir de “olmaya devam eden” bir Joker izlersek, işler çok başka noktaya gidebilir.

Olmaya devam eden Joker’a eş zamanlı bir şekilde “olmaya başlayan” bir Batman hikayesi eklenir de, üçüncü bir filmde “olmuş Joker” tarafından mağlup edilen “olmaya devam eden” bir Batman izlersek işler harikulade bir noktaya gidebilir. Joker-Batman ilişkisi çizgi roman evrenlerinin en özel ilişkilerinden biri. Bu film devam ederse, bahsettiğim süreç için her şey yerli yerinde. Yaşlar tutuyor. Martha-Thomas öldü. Ölümünde dolaylı yoldan Joker’ın parmağı da var. Neden olmasın?

Batman-Joker ilişkisi böyle bir film ile bambaşka noktalara gidebilir. Dünyanın en iyi dedektifi, henüz “olmadan” mağlup ediliyor ve bu mağlubiyetten çıkarttığı dersler sonucunda “dünyanın en iyi dedektifi” oluyor. Batman-Joker ilişkisine güzel bir katkı yapabilir. Batman’in tecrübesizliğinden kaynaklı hatalarını izlemek, bu hatalardan ders çıkartıp olgun bir Batman’in yaratılış sürecine tanık olmak izleyicilere keyif verecektir.

Bir Hayaletin İzinde: Ledger'ın Joker'ını Kovalamak

Son Sözler

Phoenix hayaleti yakalama konusunda bana göre başarısız olacak. Ledger’ın film içi-film dışı sunduğu eşsiz bir anlatı var. Phoenix tek başına müthiş bir film yarattı, tek kişilik müthiş bir şov yaptı ancak Ledger’ın anlatısı olayı başka bir noktaya taşıyor.

Yine de Phoenix’in Fleck/Joker yaratımına hak ettiği değeri vermek gerek. Bunun için gözüm Oscar ödüllerinde olacak.

 

Yazarın (antropolog) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz. Ledger’ın Joker’ını Kovalamak

Bir Hayaletin İzinde: Ledger’ın Joker’ını Kovalamak

İlginizi Çekebilir
Hulk Kimdir?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir