Sevgili Sevgilim
  1. Anasayfa
  2. Mektup
Trendlerdeki Yazı

Sevgili Sevgilim

Ahh sevgilim,  sahiden tesadüf yaşıyoruz ve bu denli tesadüf yaşarken sana rast gelmek ne büyük bir lütuf böyle.

0

Sevgili Sevgilim

Karlı, soğuk bir Kasım gecesi, sen 28 yıl önce doğuyorsun ve ben bugün bir kalem alıyorum elime, bir kâğıt koyuyorum önüme. Gaz lambamın ışığı yeterli, bir mektup kaleme alacağım ve tüm o karlı sokakları aşıp postaneye gideceğim. Ne soğuk durduracak beni ne karlı tepeler… Koskoca dünya bizim karşılaşmamızı durdurmamış ben mi duracağım güldürme beni.

Ahh sevgilim, sahiden tesadüf yaşıyoruz; bu derme çatma ülkede ve bu denli tesadüf yaşarken sana rast gelmek ne büyük bir lütuf böyle… Bir insan, bir insanın hayatına sahiden de anlam katabiliyor, ruhunda bahar çiçekleri açtırabiliyormuş.

Sevgili sevgilim, tozlu raflardan Sabahattin Ali’nin kitaplarını karıştırırken bir şey fark ettim. Ben ilk kez dolu dolu yaşamın tam içindeyken Sabahattin Bey’in ne anlatmak istediğini anlıyorum.

Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz? Ben de, o zamana kadarki hayatımın boşluğunu, gayesizliğini sırf böyle bir insandan mahrum oluşumda bulmaya başlamıştım. İnsanlardan kaçışım, içimden geçenlerin en küçük bir parçasını bile etrafıma sezdirmekten çekinişim bana sebepsiz ve manasız görünürdü. Zaman zaman beni saran hüzünlerin, hayat bıkkınlığının bir ruhi hastalık alameti olmasından korkardım.”

Sabahattin Bey’in bu sayfada ve yazdığı tonlarca kitap sayfalarında ne demek istediğini bana gösterdiğin için müteşekkirim. Ömrümün seninle geçen en küçük salisesi bile öyle manalı öyle ehemmiyetli ki… Sen benim ruhumda adını bildiğim ve bilmediğim bütün çiçekleri açtırdın ve onları her gün her gün yeniden suladın.

Biliyor musun sevgili sevgilim, sevmek ve hoşlanmak başka, istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başkaymış. Ve bence aşk bu istemekten geçiyor. Mukavemet edilemez bir istemek hem de!

Sevgili sevgilim, senin vücudunun her ayrıntısıyla, ruhunun her zerresiyle bitmek tükenmek bilmeyen bir inatla iliklerime kadar istiyor, istiyor ve istiyorum.

Senin suretini görünce kalbim öyle hızlı çarpıyor ki; kalbimin bir melodisi olsaydı eğer; hiç kuşkusuz dünyanın kalp atışı sesi olurdu. Senin sesini duyunca bütün parlak yıldızlar adeta gökyüzüne sıralanıyor.

Sevgili sevgilim, seni alabildiğince çok, olabildiğince fazla seveceğim. Bunu yaparken öyle doğal yapacağım ki vücudumun bir uzvunu kullanmak gibi olacak.

Var olduğun için teşekkür ederim. İyi ki bu dünyadasın, bu dünyadasın ve benimlesin.

Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.”

Ve istiyorum…

Kasım gecesi yeni bir Kasım gününe geçiş yaparken mektubu bitiriyorum, müthiş bir keyifle. Hazırlanıyorum, aşkımın şiddetinden tenim yanarken kar soğuğuna kendimi bırakıyorum. İnsan bir şeyi sahiden isteyince karlı soğukları, dönemin imkânsızlıklarını ve tüm zorlukları aşarmış.

Sevgili Sevgilim

Yazarın (Simay Kurtoğlu) diğer yazılarını da okuyabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

– Sevgili Sevgilim

Sait Faik zamanında; "yazmasam deli olacaktım” demiş. Ben de o vesileyle yazıyorum. Yazmak benim ben olmamı sağlayan bir unsur.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir