Roby Lakatos kimdir? 1965 Macaristan doğumlu “ŞEYTANIN KEMANCISI, ÇİNGEN KRAL” lakaplı kemancı Roby Lakatos, Budapeşte Bela Bartok Konservatuvarında okumuştur.
Merhaba bu yazımda sizlere dünya çapında efsaneleşmiş bir isim olan Roby Lakatos ile olan anımı ve özellikle genç müzisyenlerin karşılarına çıkabilecek zorluklardan birisini anlatacağım.
1965 Macaristan doğumlu “ŞEYTANIN KEMANCISI, ÇİNGEN KRAL” lakaplı kemancı Roby Lakatos, Budapeşte Bela Bartok Konservatuvarında okumuştur. 2013 yılında Prof. Cihat Aşkın ile beraber konser yapan Gypsy Jazz sanatçısı, bütün kemancıların idollerinden Stéphane Grappelli ve Vadim Repin gibi isimlerle çalışmış büyük bir virtüöz, alçak gönüllü, mütevazi bir insandır. Özellikle tombul parmakları ile kemanda milimetrelerin önemli, etkili olduğu üst pozisyonlarda tıpkı bir kuşun ağaçtaki hali gibi hassas, narin ve rahat çalabilmesi ilk defa izleyenleri çok şaşkına çevirir. Sağ el tekniği olan pizzicatoda da inanılmaz derece süratli çalabilmesinin dışında en önemlisi olan bu hızı müziğe çok güzel katabiliyor olmasıdır.
2014 sezonunda Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ile yapacağı konsere kendi akrabalarından oluşan oda müziği grubuyla beraber davet edilmişti. Benim gibi genç, hırslı bir kemancı için kaçırılmayacak fırsat ayağıma gelmişti. Provalarına gidip çalışmalarını izleyip, kendisine ara verdiklerinde beraber çalışmak istediğimi söylediğimde kabul etti ve arka odasında çalışmaya geçtik. Blues, caz rifleri çalışmaya başladığımızda kendisi bana ; “Yemekten dönünce grubumla beraber çalışmak, çalmak ister misin? ” diye sorduğunda havalara uçarak kabul ettim. Hatta bana tercüme konusunda yardımcı olan o zamanlar senfoni sanatçısı olan çok değerli arkadaşım Seçil’den “Yemekten sonra beraber çalmamızı beğenirse kendisi ile akşam konserde bis parçasını beraber çalabilir miyim? ” diye sormasını istediğimde çok şaşırmıştı ve ısrarım üzerine sordu. Roby ; “Tabii beğenirsem neden olmasın!?” cevabını verdi.
“Chick Corea Spain” parçasını grubu ile beraber sahnede çalmaya başladık. Dünyanın en iyi kemancılarından birisi olan daha önceden kitaplardan okuyup, youtubedan izleyebildiğim sanatçı ile aynı sahnede prova alıp çalma hatta seyirci önünde çalma fırsatını yakalamıştım. Heyecandan ayaklarım titriyor fakat çok şükür parmaklarım titremiyordu.
Roby ile senfoni üyelerinin video çekimleri, izlemeleri önünde karşılıklı atışıyorduk. Kendisi bitirdikten sonra “Not bad (fena değil)” diye esprili bir şekilde akşam benim için sorun yok beraber çalabiliriz cevabını vermişti. Saygıdan, prosedür gereği senfoni orkestrası o zamanların müdüresi kontrabas sanatçısı bayan hocaya gidip geleceğimde bana ne kadar yardımcı olabilecek bir durum olduğunu geçmişte yaptığım şeyleri anlattığımda; “Ben istemiyorum.” diye cevap verdi sağ olsun. Neden olarak da kişisel tercihini öne sürdü “yani istesem olur ama istemiyorum” diyen de bir vücut dili vardı çok değerli, saygılı, üstün müdüre sanatçımızın.
Konser öncesi Roby ve grup arkadaşlarının yanına çay içmeye oturduğumuzda yanımdaki müzisyen arkadaşım 2. kemancısı Lászlo Bóni’ye bu kadar değişik tarzda ve güzel çalmayı nereden öğrendiniz diye sorduğunda Boni; “Gypsy School” diye alaylı bir şekilde öğrendiğini esprili olarak anlattı, fakat arkadaşım gerçekten öyle bir okul olduğunu sanarak ben hayat okulundan bahsediyor dememe rağmen “Nerede? Nasıl?” diye sorduğunda Boni; “No school, it’s life school” cevabını vermişti.
Konser sonunda sahneye çıkıp Roby’e çiçek takdim ederken bana sarıldı ve kulağıma “Ben de konuştum şansımı denedim ama olmadı, özür dilerim.” diye fısıldadığında gözlerim doldu.
Kendisini ve beraber çaldığımız videoyu izlemek isterseniz linkleri aşağıdadır.
Teşekkürler, saygı ve sevgilerimle.
