dolunayın duvarıma yansımayan dörtlükleri
kaleminin mürekkebinde boğulan şiirim
yazmayı bırakma beni ?
canım çok ayıyor (yansıması ıssız)
yansıyorum badanasız duvarlarının ,
rutubet kokulu ıssızlığına
kahve kokusu ile bastırıyorsun acılarını biliyorum
biliyorum bebeğim elimi bıraktıkça büyüyorsun
can ışığımda öldü piyanist kara kuzum,
gölgesinde “10. senfonisini” çaldı bir kurt adam
bu adam öpücüksüz
ve elleri tutunmayı öldürür…
sevgim çok geldi biliyorum
sana budadım kendimi
ama hüznü çöle çevirdi beni
günlerimin hepsi gününü gördü
özlemek cezasıydı ,
kendini yere bırakan sahtekâr intiharlarımın..
kendi ölümüne sığmayan ,
bir şair vasiyetiydi
tanrı elektrikleri,
“o” kaleminin bileklerini kesti
tozu, terk edilmişliğinin saflarına geçti
hangisinden daha fazla tiksindi bilemedi..
artık tiksinmek kelimesi ,
her şiirimin içinde
ölmek, masumiyetini kaybedip geliyor kapıma
kalbim arabesk notalardan
hep bilindik heyecanlar pompalıyor
baba büyüksün diyor,
şiirlerim beni dinlerken
lades tutuşuyor ellerim jiletlerim ile
bu oyunu ” reis dracula” kazanıyor
yüzde elli birimizin vampiri …
bak, ortalık şenlendi ve karardı
ışığı olmayan geldi
ışığı olmayan adama
sessizlikten nefret ederdi örümcek,
göz göze geliriz diye duvarda
kafamı vurmamı bekleme
badanasız yalanlara..
“Beethoven”ın ruhu geldi,
aspirin istemeye mi ?
hem de gecenin o saatinde ?
kapıyı açtım tanrıydı ,
tanrı misafirim oldu
elinde bir kap yağmur ile
yağmur ile ,
melankolik balığımın acısını temizledim
kendi acım sana miras kaldı
sesinin gittiği yerin hayali bana ..
dipnot 1 : artık sus !!! o jileti ile tıraş olup işe gideceksin
dipnot 2 : şefin salatası olduk, ama bu sofrada herkes insan etini çatal bıçakla kibarca yutuyor..
dipnot 3 : “Beethoven ” zilleri basıp kaçmak için mi o besteyi yarattın , koskoca adamsın ..
Yazarın (iki öpücüklü adam) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.
dolunayın duvarıma yansımayan dörtlükleri