1. Anasayfa
  2. Öykü

Bir gün bir kadın, hiç tanımadığı birinin ölümüne şahit olur

Yazan: K,M,L,K,S,Z


0

Bir gün bir kadın, hiç tanımadığı birinin ölümüne şahit olurÖykü: Bir gün bir kadın, hiç tanımadığı birinin ölümüne şahit olur

“Bir gün bir kadın, hiç tanımadığı birinin ölümüne şahit olur.”

Yatağımın karşısında, hafif ışıkla aydınlanmış duvarda yazılı bu cümle.  Bir filmin,  bir şiirin ya da çok sevdiğim bir kitabın giriş cümlesi olabilir diye düşünüyorum önce; fakat kendi gölgemden başka bir şey gelmiyor gözlerimin önüne.

Duygularımla savaşarak, bir son arıyorum duvardaki kahrolası cümleye. Bir yolculukta, belki bir markette, belki de bir gece karanlığında balkonumdan sokağa bakarken bir cinayet olsun istiyorum.
Yoo daha heyecanlı olmalı. Sokak ortasında bir fahişe öldürülmeli mesela pezevengi tarafından. Beynimin bütün odalarındaki ölüm sahnelerini geziyorum.  Hiç biri değil.

“Bu benim ölümüm”

Evet.. Yaşam savaşında bildiğim bütün yöntemleri kullanmış; fakat aldığım yaralar ve darbeler karşısında daha fazla kan kaybına dayanamayıp ölmeye karar veriyorum.  Katilim Kim? Ya da kimler? Ölüm nedeni? Hiçbir sorunun cevabı yok.

Bana her şeyi ile tertemiz sunulmuş hayat var. Korumak için elimden gelen tüm kuralları kullandım, fakat ruhsal savaşımı kazanamayıp kendi gözlerimin önünde, kendi ölümümdü gördüğüm…

Seyrediyorum. Ölümüm uzun sürmüyor. Ama ölüme giden yol uzun sürmüştü.

Yaşamı şekillendiren, doğru bilinen yanlışlar. Yanlış bilinen doğrularla birlikte devam eder hayat. Umudun yolculuğu hayat savaşımız aslında, ama ne yaparsak yapalım ne düşünürsek düşünelim, engellemek mümkün olmuyor, yaşamın bir gün bir yerlerinde ruhun ölümünün gerçekleşmesini.

Korkular karmaşası ile yaşama devam ederken; Her gün eksilmeye başlıyor sevgiler. Sevginin, aşkın yüreğinizden her gidişi bir yıkım ve ciddi kanama yaratıyor. Her geçen gün saymaya başlıyorsun 1,2,3,4… hesaplaşmalar sona yaklaşmak aslında.

Ölümümü benimle birlikte çevremde o kadar çok kişi izliyor ki nereden çıktıklarını bilmiyorum. Yaşarken hiç biri yoktu diye düşünüyorum.

“Yeniden Uyanış Yolu” ma doğru yürürken.

Ölüm sahnemin içinden çıkmaya çalışıyorum. Karabasanlar bir değil bin olmuş her köşe başında. Koşarak uzaklaşıyorum oradan.

Bir yol çıkıyor karşıma. Tabelasında  “ARAYIŞ” yazan.  Anlamını bilmiyorum. Sadece kaçıp sığına bileceğim bir ışık arıyorum.

Kadının arayışı, var olma isteğinden yola çıkıyor. Dünyaya geliş süreciyle başlayan ve adına etik, ahlak, kural, baskı ne derseniz deyin, sayısız yazılı olmayan kuralla çerçevelenmiş bir yol. Şimdi uyanış ve arayış odalarındayım.
Ben bir kadınım. Bu arayış ve uyanışlar içerisinde karşıma çıkan her şeyi varoluş serüvenim de kullanmaya çalışıyorum. Aşk, sevgi, erkek, çocuk, hayaller, istekler, gerçekleşmemiş mutluluklar ve daha yüzlerce üretebileceğimiz enstrümanlar.

Tüm bu duygu ve eylem orkestrası çalmaya başlandığında gerçekleşmeyen duyguların varlığı keşfedildiğinde; Sorgu süreci başlıyor. Doğru ve yanlışın birbirine karıştığı yol ayrımı tamda burası.

Güçlü olma,  sahip olmaya duygularımla yollara çıkıyorum.

Beni güçlü kılacak malzemelerim hazır.

Sevgi bunlardan sadece biri.  Sevgiye sığınmaya karar veriyorum.

Seviyorum tüm yaşamımı ve kendimi yok sayarak seviyorum. Mutluyum. Mutluyum oyunu oynadığımı benden başka kim biliyor?

Kafamı gömdüğüm kumdan çıkarınca anlıyorum, oyunculuğumun hiçte iyi olmadığını.

Cinayeti çözüyorum. Kendi ölümüm sırrı aydınlanıyor yavaş yavaş.

Sevgi ile beslenen ben; Aksi yaşanmaya başlandığında;

Tüm kadınlarda var olduğuna inandığım ve kadının kalbini parçalayarak ortaya çıkan ve önüne gelen tüm güzellikleri yok etmeye eğilimli canavarını doğurmuştum.

Canavarla yaşamaya başlamak tehlikeli işler ve duygular öğretti bana.

“Aldatmak bunlardan sadece birisiydi…”

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz. (Bir gün bir kadın, hiç tanımadığı birinin ölümüne şahit olur)

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz. 

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir