Gidelim İstanbul
Gözümüze soka soka günü batırdı akşam
Boğazının Asya ucundan tutup
Sol yanını da kendime çekesim var
Aramıza damla girsin istemiyorum
Gırtlağında izdiham var sana varamıyorum
Kalabalığın zamanıma zulmediyor
Bağdat’tan topuğu kırılmış bir kadın sesleniyor?
İstiklâl’de makyajı akmış sarhoş bir adama
Sen nasıl bir pezevenksin anlamadım gitti
Her yanın çark, her yanın dua İstanbul
Bir kulağım limana boğulmuş, öteki başına buyruk
Ağaçlar rüzgârın bir dediğini iki etmezken
Savurup kırıyor kendini dallar
Sahilinde çekirdek çıtlıyor Moda’m
Bira kokusuna müsaade etmiyor lodos
Çimden yatak yapmışlar
Kimine sarhoş divanı, kimine cennet döşeği
Kahkahalar ninnilere ayıp etti bir kere
Kediler sustu artık, neden Nisan soğuk?
Gamlıyım, sabırsız tam da orta yaş
Taşı beni, kaldır da gidelim İstanbul
Durma İstanbul
Rayların tükendiği yerde durulmaz
Haydarpaşa kime yanmıştı kim bilir?
Kör olası Topkapı’nın kubbeleri seyretmiş
Galata Kulesi’nin boynu bükülmüş
Sultanahmet Ayasofya’ya sarılmış
Marmara köpürmüş doğru mu?
Kaldır beni, götür buradan İstanbul
Kadıköy rıhtımda tez canlıdır vapurun
Etrafında raks eden martılar eşliğinde
İskeleden güvertene atlat beni İstanbul
Bırak içeride çalsın müzisyenler, sen sigaramı yak
Sağ kolumda Beykoz, sol kolumda Belgrad
Avcumda Kız Kulesi
Al yaşat, bırakma beni İstanbul
Sonra göm gitsin
Ha Zincirlikuyu’nun dibine ha Karacaahmet’te bir çukura
Sağ gözüm Kalamış, sol gözüm Gülhane
Gözlerim aç anlıyor musun?
Ah iki gözüm İstanbul, gidelim İstanbul…
Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.
Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
– Gidelim İstanbul
