Ölmedim Reis

Şiir: Ölmedim Reis

Ölmedim Reis

Hep suçluyuz.

Gürültüden başka bir şey değil artık adımlarımız.

Senin adımların aniden gelen ve birden sönen sesler verir kulağa…

Çınlar buram buram.

Kanmaya hazırmış yürek.

Hazırmış.

Sabah oluyor.

Aydınlanıyor içi sönmeyenlere.

Ben rüzgârlıyım bu aralar.

Rüzgâr üşür mü hiç?

Benim ellerim titriyor.

Kadın kesiyor kadının kellesini.

Sussaydım bilmeyecektim.

Konuştum paramparça her şey.

Bir tüy tanesi gibi ellerim, nereye dokunsam çığlıklar yükseliyor.

Ateş sarıyor her yeri.

Savruluyor oradan oraya.

Bir dokunuşumla neler yapabiliyorum?

Ben ateşe vermedim bu ormanı.

Ben sadece bir tüy tanesiyim, hiç var olmayan masallardaki Anka kuşunun kanadından düşen.

Konuşmayı bilmem.

Diliniz uzak buna.

Yürekler yanıyor gece karanlıktan sonra.

Sözler yükseliyor acılardan.

Karmakarışık her şey.

Bardak durup dururken karışıyor.

Su durup dururken karışıyor.

Suçlu aslında biz değiliz.

Suçlu perdeler, suçlu koltuk, suçlu bilmem hangi sürahi?

Birlikte dokunmadık diye güzelleşmedi bu ev.

Sen ayrı dokundun çorba kaşığına, ben ayrı tuttum peçeteyi.

Ben olsam ben de gücenirdim.

Sevmeni hiç istemedim beni.

Çok uzakken sana öylece bir vagondan girdin içeri.

Vagon vagon kaçtım sesinden.

Sarmalandım en çok kanayan yerimden.

Akan gözyaşıma tutunduğun gibi düşer misin başka göz bebeklerinden?

Attım kendimi en sondan.

Her yerim darbe aldı.

Ölmedim reis.

Büyümedim de.

Kaldım öylece.

Arkama baktım düştüğüm yerden.

İttiren ellerine, ellerim dedim.

Ben dedim.

Koştum koştum…

Tutundum en kırılmış yerinden.

Herkes ölmüş.

Katliam yeri dokunduğum her yer.

İpin üstünde yürür gibi her an düşeceğim korkusuyla yürüdüm sözcüklerinde.

Dengem şaştı.

Düştüm.

Ölmedim reis…

Yazarın (sinelif) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık