Yer Yer Sağanak Yağışlı Yazı Yağmur yağıyor Ömür Hanım, diyor Şükrü Erbaş. Ya hu bu nasıl bir şiirdir! Tüm hayatını özetliyor insanın; beklentilerini, beklemekten vazgeçtiklerini. Her yağmur yağdığında Şükrü Erbaş’ın…
Son Yazılar
Yağmuru Islatandık Düştük biz Kayan yıldızdan medet umacak kadar Barışı uyandırmak için savaşan aptallar gibiydik Annesiz çocuklar gibi biz Keşkelerime emeklemeyi öğretiyor benzetmeler Aslında biz, biz gibi değildik Biraz da,…
şiirde karbonat erol karbonat iktidar erol kafasında halk ses kaydında posta gazetesi şiirleri size müstahak, hak mı hah hah hah size bir kuru ekmek bir minare bir bayrak , atom…
Olması gerekeni olduramayanlardan mıyım, yoksa sınırları belli olan bir hayatı bu zamana kadar başarıyla sürdürmüş ustalardan mıyım bilmiyorum. Anlaşılmak isterken, daha kendini anlayamamış bir ruh haliyle geçiniyorum. Geçiriyorum basit günleri.…
Ben Yokum Hazır değilim, Hazır olur mu insan? Sevmeye, özlemeye... Ben de hazır değildim. Böyle gelip gitmelerine. Nasıl vuruyor yüreğime gözlerin... Kent kent gitmek istiyorum uzaklara. Kaçmak istediğim sensin Kaçmak…
Steno dilsiz yas yargılı ruh asılı ‘zaman’ insan s/imgesidir ‘sükût’un gök’ten yaş düşer yaprağa kurusun diye kayan toprak aldatır hakîkat’i tanrı-tohumu dünya ––sorun şeytan’a bana düşen isyân mor çekirdeğin özü-sözü…
Karbon Dengesini bir türlü bulamayan bir dünya elimde titreyen su bardağı yere düşürsem gök gürler mi dostum? Dünya boktan bir yer zaman, kemiriyor cümleleri biz yazdıkça topuğumda diken kurşun kadar…
Parçalı Panorama 2018 “Söz, göze anlatılır.” diyenlerin neslinden geliyoruz; öyle olunca dijital olan dünyada Ender's Game'deki Enders gibi “tuhaf” kalıyoruz. Aslında insanı içinde barındıran ne varsa edebiyatta, resimde, müzikte, sanatta,…
Bir Kafe Güncesi Ev gibi kafelere bayılıyorum. Hani evine sığamıyor kalbine de, kanatlanıp uçuruyorsun ya bedenini bir yığın insanın içine. En ev halinde değil ama evinde gibi işte. Sıcak çay…
Kudret İnsanların yanması için küçük bir kıvılcımın yettiği gündeydim. Aralık’ı bekleyen yoktu sönmek için, zaten Temmuz da günahsızdı. Ellerim cebimde, sıcaklığıyla kendini avutuyordu o vakit. O vakit ki, ceplerim yanmaya…
Tozdumangrisi ‘yol’a inanmayan iz sürmez ‘ölüm’ü evetlemek kaçınılmazdır gün düşleri gece kabûslarından kara hangi kaygıyı kayırmış şimdiye kadar ‘hiçlik’ yalnızlığa katlanmak kederli kader kesik anı kesin an gibi yalan zarâfeti…
Soran Olursa İnsanlarla yüz göz olamazdım; yüzüme kâfiye, gözüme şiir çizmem bundan. Kalabalık caddeleri değil de ara sokakları seçip yolumu ve yorgunluğumu uzatmam da öyle. Hayır, yabani değilim, olgun olamayacak…