“Tüm Bir Yaşam”
  1. Anasayfa
  2. Deneme

"Tüm Bir Yaşam"

Yazan: Amelie

2

“Tüm Bir Yaşam”

“…Canım yanıyorsa hala, korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir. Anlatacak hikayelerim bitmedi henüz, anlaşacak dostlarım tükenmedi..” diye devam eden Candan Erçetin şarkısını bilirsiniz. Bugün aslında “Tüm Bir Yaşam” şarkısıyla başladı. Meşhur Çiğdem Talu Melih Kibar ikilisinin-ki bence mucizenin dünyadaki aksidir kendileri- muhteşem eseri. Can Dündar’ın Yüzyılın Aşkları kitabıyla tanık oldum hikayelerine. Kitabı okuyalı neredeyse dokuz yıl olacak, üzerine belgeseli çekildi, okumayı sevmeyenlere tavsiyemdir. İçerisinde bir çok hikaye var, hepsi kendi aczlerinin mucizesi olmuş ama Çiğdem-Melih öyle başka ki.

25 Mayıs’ı 26 Mayıs’a bağlayan gece saat 3’ü çeyrek geçe tanışmışlar. O gece Çiğdem Talu, Melih Kibar’ın limonlu çay sevdiğini öğrenmiş ve ondan sonra hep çayı limonla getirmiş ona. Birlikte yarattıkları melodilerle sözler öyle yer etmiş ki insanların ruhuna, kiraz çiçekleri misali bahar olup açıvermiş yüreklerde ve hala çiçekleniyor dillerde. Sebebi merak ediyor insan. Onur Caymaz’ın aktardığı muhteşem bir söz var, yazdığını nerenden yazıyorsan karşıya da o kanaldan iletilir anlamında. Çiğdem ve Melih’in durumu da böyle bir şey. Özellikle de “İçimdeki Fırtına” şarkısının hikayesi. Hatta Melih Kibar’ın kendi ağzından dinlesek daha iyi olacak sanki:

“Müthiş bir fırtına vardı, tarifi mümkün değil, okyanus fırtınası. Kopuyor ortalık. Moralim bozuldu, babama bir şey söylemiyorum. Sonra odadan çıktım, ‘Baba… ben bir etrafa bakayım’ dedim. Karanlık koridorda güm diye bir şeye çarptım. Baktım, bir piyano. Otomatikman elim kapağa gitti, kapağı da açık. Oturdum, piyanoma gene anlatmam lazım, piyanoca bir şey. O korkumu kompanse etmem gerekiyor, anlattığım zaman çıkıyor ortaya. Çok hoşuma gitti, koşarak odama gittim, odamı zar zor buldum. Daha yeni gelmiştim, bavulumu açtım bir kayıt cihazı aldım, kasete o parçayı çektim.”

Tabi bu beste Melih Kibar’ın babasıyla İstanbul’a Çiğdem Talu’ya gönderilir. Çiğdem Talu nasıl ve hangi koşullarda bestelendiğini bilmediği bu melodinin üzerine bir söz yazıp, bu sözü Lodra’ya Melih Kibar’a postalar. Melih Kibar mektubu aldığında”Birinci sayfayı öteki kağıdın altına alıp sözlere bakıp da başlığı görünce, ben duvara tutundum” tepkisiyle ifade eder duygularını, “İçimdeki Fırtına’ydı şarkının adı… ” Sonra Melih Kibar, Çiğdem Talu’ya telefon açar. “…sen bu parçayı neden yaptığımı biliyor musun?” der. Telefonda karşılıklı ağlaşırlar…

Bu şekilde yaşanan bir mucize. Tesadüf olamayacak kadar özel bir durum. Herkesin yaşayamayacağı kadar kıymetli. O sebepten yazdıkları, yarattıkları her söz ve beste özel. Anlamlı. Derin. Kalbin içinde.

***

Her dönem farklı andım onları, her seferinde başka güzelleştiler bende. Şimdi çok daha başka. En sevdiğim şarkılarıyla “iyi ki” demek istiyorum, “iyi ki varmışsınız siz”…

Diğer yazıları da okuyabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

– “Tüm Bir Yaşam”

İlginizi Çekebilir
Güvercin (Hrant Dink)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (2)

  1. Güzel yürekli insanları, yine bir güzel yürek yazmış… Ellerine sağlık:)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir