Tezini Bitirenlerde Bugün: Gelecek sene bu zamanlar acaba ne olacak?
  1. Anasayfa
  2. Deneme

Tezini Bitirenlerde Bugün: Gelecek sene bu zamanlar acaba ne olacak?

Yazan: Amelie

0

Tezini Bitirenlerde Bugün: Gelecek sene bu zamanlar acaba ne olacak?

Kulağımda çalan bir melodi olmadan yazıyorum, ilk defa. Tuhaf zamanların eşiğinden geçerken, hayatımın bir panoramasını yapmadan edemiyorum. Sanırım doktora tezine koyacak başka kelimesi kalmayan (teknik olarak yazma işlemi biten kişiden bahsediyorum burada, evet) kişilerin hissettiği bir durum. Sanki benim hayatım 2011 Temmuzu ile 2017 Nisan’ı arasına sıkıştırılmış winrar dosyası. İçini açsan neler dökülür.

Sene 2011, doktoraya aldığım kabulün heyecanı, üstelik onca insanın “ya sen bi tanıdık bul” demesine rağmen tek başıma, ben olarak gittiğim bir mülakatla aldığım doktora kabulüm. Evet bir Oxford değildi tabi, ama hakkımla aldığım şeyin kıyası hiçbir şeyle yapılamaz. Her neyse. O gün uzun, karmaşık, bol acılı, sancılı, kafa yakan, beyin çatlatan, bir o kadar kan emen, seni senden çıkarıp bambaşka bir şeye dönüşmene (bu, benim için iyi manada seyretti, neyse ki) sebep olan bir uzun yolun eşiğindeyim ve en kötüsü bundan bihaber, etrafa aptalca gülüyor, sevinç gözyaşları döküyordum. Sanırım bu süreci yaşayan herkes aynı şeyleri hissediyor. Ya da daha şiddetlisini, ama asla daha hafifini değil.

2013’e kadar geçen sürede hayatımda değişmeyen herhalde bir saç rengim bir de göz rengim kalmıştı. Yaşadığım yer, etrafımdaki insanlar, düşüncelerim, kelimelerim… Her insanın “başka biri olmayı” denediği zamanlar, benim için bu zamanlardı. Öyle olunca mutlu olacağını sananlar kervanındaydım. Hayal ettiğim şeyler bir bir gerçek oluyordu ve ben o büyünün etrafımı saran pembesine kapılmış, kafası güzelleşen biri olup çıkmıştım. Umursamıyordum kimseyi, hiçbir şeyi. İçinde yaraları olan biri için bu tür durumlar yaraları unutmak, görmezden gelmek için bire birdir. Bir süre öyle takılırsın, ta ki gerçeklerle yüzleşene kadar. Mekan değişikliğinin bunda etkisi çoktur, ki tebdil-i mekanın ferahlığı önce kucaklar sizi. Buna bazıları tesadüf der, ben tevafuk diyorum; çünkü tesadüf kadar basit ve insan düşüncesi kadar küçük bir durum değildi yaşadığım. Kitaplardan bir dünyası olan, o dünyada kim kimdir, nedir, necidir diye ayırmayan birine denk gelebilmek tesadüf olamayacak kadar tevafuktur. Ordan burdan aldığı kelimeleriyle mutlu olduğunu sanan, özünün üzerine kardan örtüler çekmiş birine iyi gelecek tek şey, o karları eritecek kelimeleri bulmasını sağlayacak bir rehberdir. Kelimeler bulmaya başladım, eski ama aslında benim olan. Üstelik öyle çok uzakta da değil. İçimde. Her bir kelime bir parçamı iyileştirdi, bir başka yaraya merhem oldu, bir başkasını hiç olmamış kıldı. Zaman geçtiğinde, kelimelerin ruhumu iyileştirdiğine şahit olmuştum artık. Bir dönüşüm daha gerçekleşmişti ve bu kez ben, kendimle, kendi içimden kendime dönmüştüm.

Şimdi yıl 2017, aylardan Nisan. Tezi bitirişim de sanırım bu dönüşümümün bana hediyesi. Gerçi son bir aylık bölümün bu kadar hızlı olmasının farklı sebepleri de var ama öncesinde gerçekleşenler olmasa bu bir ay da olmazdı, bundan eminim. Siz ne yaparsanız, bu evrene ne verirseniz, geri dönüşü onun misliyle fazlası oluyor. Buna şahidim.

***

Tez süresince teşekkür edeceğim o kadar çok kişi, nesne, mekan ve zaman var ki… Kahve olmasa nasıl olurdu acaba dünyam? Ya da her sabah uyandığımda kafamda çalan melodiler olmasa, o bilgisayar başına oturmak için nasıl bir sebep bulabilirdim kendimce? Barcelona diye bir yer olmasa, benim hayallerim nice olurdu? Ya Amelie? Ahh, canım Amelie. Küçük şeyler, tanımanın ilk şartı; ama önce anlamak… Kelimeleri anlamlandırmak, kelimelerinin yüreğine dokunan birinde anlamlandığına şahit olmak… Tüm bunlara inancım hep senden ötürü… Vitamin’im, senin tüylerinin şevkatinde boğulmak çok güzel bir ölüm şekli olabilir… 14.06.2007, her zaman yüzümde gülümseyerek hatırladığım/ hatırlayacağım, ilerde doğacak çocuklarıma anlatmayı hep hayal ettiğim güzel hikayem. “Mucize” ve “aciz” kelimelerinin aynı kökten geldiğine inanma sebebi olan zaman dilimi. “Aczinin en şiddetli olduğu yerde mucizen seni bekliyordur.”un canlı kanlı örneği.

Her neyse. Tez bitince sanırım, insanın çenesine vuruyor.

***

Son olarak bu tarihe de bir not düşmeden edemeyeceğim: Gelecek sene bu zamanlar acaba ne olacak?

 

Diğer yazıları da okuyabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

– Tezini Bitirenlerde Bugün: Gelecek sene bu zamanlar acaba ne olacak?

İlginizi Çekebilir
Uzaktakine Mektuplar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir