Sezen Aksu Şarkısı’yla Tez Süreci Tahlili
  1. Anasayfa
  2. Hayatın içinden

Sezen Aksu Şarkısı'yla Tez Süreci Tahlili

Yazan: Amelie

0

Sezen Aksu Şarkısı’yla Tez Süreci Tahlili

“N’olur sormasınlar bana, n’olur söyletmesinler derdimi… Saklarım ben onu kendime, yerim kendi kendimi..” melodilerini duyunca, kendi aşkının ızdırabında mahkum biçareler akla gelir ya, ben bu klişeyi yıkmak için buradayım ey okur!.. Bu melodiler de mısralar da altı yıldır yaza yaza bitiremediğim doktora tezime…

Etrafınızda tez yazan gariplere rastlamışsanız şayet (ki asla ayrım yapmıyorum, hem yüksek lisans hem de doktora), hepsinin ortak olan özellikleri öyle göze çarpar ki, bundan kaçabilmeniz mümkün değildir. Hemen hemen hepsinin her muhabbetinizde konusu ya tez danışmanıdır, ya tezinin analizleridir, tüm bunlar değilse mutlaka tez uygulamalarında, uygulama izinlerinde ya da bin bir emekle yazıp kaydettiği tezinin muhtelif bölümlerinde sorun vardır, ki özellikle son kısımda bahsedilen durum için geçerli olmak üzere, bir takım virüs şebekesi tarafından bertaraf edilmiş yüzlerce sayfalık tezin muhtemelen başka yedeği yoktur; her şeye sıfırdan başlamak durumu söz konusudur. Ne kadar tuhaf değil mi? İnsan hayatının iki kelimeye bağlı olarak devam etmesi? Yani düşünsenize, yazdığınız üç beş kelime kaybolsa, yanlış olsa ya da eksik olsa; tüm hayatınız olarak bahsettiğiniz teziniz bir çöpe dönüşecek; bununla birlikte harcadığınız seneleriniz de…  Tabi burada “tezzede”nin dışarıdan algılanan, ya da görülen durumu söz konusu… Ah bir de iç dünyasından dışarıyı anlamlandırmaya, kendini o dünyaya adapte etmeye çalışan kahramanımızı dinlesek, kim bilir ne replikler ortaya çıkar…

Diyalog 1:

Arkadaş: Canııım, merhaba, göremiyoruz seni ne zamandır? Nerelerdesin?

Tezzede: Yaaa merhaba! Nerelerde olayım, tezle boğuşuyorum…

Arkadaş: Hmmm.. Ne tezmiş, bi bitemedi…

Tezzde: Ehehehe…. (Kahkahalı içten söylenmeli küfürler)

 

Diyalog 2:

Anne: Evladım, nasılsın?

Tezzede: İyiyim anne, sen nasılsın?

Anne: İyiyim ben de yavrum, seni özledim. Ne zaman geliyorsun?

Tezzede: Anne ben de seni çok özledim, ama biliyorsun tez.. 🙁 Dua et bana…

Anne: Ediyorum yavrum, her namazımda dua ediyorum, perişan oldun yavrum, perişan oldun…

Tezzede: …….. (Duygu hezeyanlarıyla perişan, salya sümük ağlamalı sessizlik)

 

Diyalog 3:

Tezzede: Hocam merhaba, son gönderdiğim dosyaya bakabildiniz mi?

Hoca: Aaaa merhaba Tezzede, ya lisans dersleri yoğundu, ne zaman göndermiştin dosyayı?

Tezzede: Hocam Üç hafta oluyor…

Hoca: Yaa sen bana onu tekrar göndersene, ben ona bakayım, ama bir haftadan önce dönemem sana, bu ara çok yoğun…

Tezzede: Peki Hocam. (Anlamı, bir kadının bir erkeğe söylediği ‘Peki’den çok daha derin ve çok daha vahim düzeyde olan “Peki”li kabulleniş)

 

Diyalog 4:

En Yakın Arkadaş: Canım, bu akşam (Cuma akşamı, hafta sonu, keyif yaparız) bize gelsene?

Tezzede: Canım bu akşam (Cuma akşamı, hafta sonu, eve gideceğim, bir haftadır toplasan 10 saat uyku uyumuşum, yalnız kalmak istiyorum, YALNIZ VE KENDİME KALMAK İSTİYORUM) gelmesem.

En Yakın Arkadaş: Hmmm. Peki.

Tezzede: :* , <3 (Bilimum emolojilerle desteklenmiş, alt metinde kalbin kırılmasın mesajı verme çabası, fakat hafta sonunda kendine kalma isteğini bir türlü anlatamama hüznü)

 

Diyalog 5:

Akraba: Eee ne zaman bitiyor tez?

Tezzede: eedfygeugrcvmnmvsdif (Fatal Error!’^+%&/)

 

Bu diyaloglar çoğaltılabilir. Ama en çok acıtan “Tez ne zaman bitiyor?” sorusu… Mutlaka aklınızda olsun, tez yazan biri hem teknik hem de uygulama açısından bunun kararını veremeyeceği gibi bununla ilgili bir öngörüde de bulunamaz… Teknik açıdan incelersek, bir kere tez danışmanı onay vermeden asla sunum yapılamaz… Uygulama açısından bakarsak yapılacak işlemin süresi tahmin edilenden fazla ya da az olabilir, ekstra zamana ihtiyaç duyulacağı gibi, bir anda bitirilerek zorunlu bekleme süreleri ortaya çıkabilir… Dolayısıyla size tavsiyem, asla tez yazan birine “Ne zaman bitiyor tez?” sorusunu sormayın. Bu sorunun cevabını alamayacağınız gibi, karşılığında hiç beklemediğiniz tepkilerle karşılaşabilirsiniz…

Tıpkı Sezen’in şarkısında olduğu gibi, “..Akıyorsa yaşlar gözümden, dinmiyorsa bir türlü gece gündüz, karardıysa bütün dünyam, vardır elbet bir sebebi..” …. Sebep sadece tezdir, o yazma sürecidir, sancıyla doğumu yaklaşmış bir kadının hissiyatıyla sarılmıştır dört elle emeğine… “Bitsin artık bu hasret, buluşalım gayrı..” diyerek içten içe hüzünlere gark olmuştur…

****

Eğer bu yola bulaşmak isteyeniniz varsa mutlaka kendine şu soruyu sorsun, “Sürekli araştırma-yazma ile hayatımı idame ettirebilir miyim?”

Her dem yeniyi aramak, bulmak ve onu kendine has bir üslupla harmanlamak; yeniye yol açmak, bir yeniye sebep olmak zorundasınız çünkü.. sorumluluğunuz çok ağır olacak…

 

Diğer yazıları da okuyabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir