“Seyyah”
  1. Anasayfa
  2. Anı

“Seyyah”

Yazan: yula

3

“Seyyah”

Eskiyi severim ben. Eskiye ait pek çok şeyi de. Kısaca bana eskici diyebilirsiniz. Ha, bir de yolları ve ağaçları çok severim. Eski pikaplarda plak dinlemeyi de severim mesela. Ama yolculuklarda bu pek de mümkün olmuyor tabi.

İyi bir arkadaş olamadım hiçbir zaman. Daha doğrusu ben öyle düşünüyorum. Çünkü kaçmalarım var benim. İçime kapanmalarım, içime yolculuklarım. Oysa insanlar her an her şeyinizi öğrenmek istiyorlar. Özel bahçenizin kapılarını bir kez açmış bulundunuz mu, bir daha kapıyı çalmaya gerek görmüyorlar. İstedikleri her an umarsızca dalıp bahçenizdeki tüm çiçekleri ezmek, dağıtmak istiyorlar. Bense bunu istemiyorum. O yüzden her seferinde kapıyı çalmaya mecbur bırakıyorum. İşine gelmeyenler birer ikişer kaybolup gidiyorlar hayatımdan. Bana onlardan bir tek eski fotoğraflar kalıyor anı olarak… Onları biriktirmeyi de seviyorum.

Yolculuklara ne zaman başladım tam olarak emin değilim. Sanırım içime yolculuk yapmaya karar verdiğimde, bir eyleme geçmem gerektiğini düşündüm. Bir çıkış noktası! Ne tuhaftır ki ruhuma yolculuk yapmak için kendimi yollara vurdum. Önce basit yürüyüşlerle başladı her şey. Hadi birkaç km daha derken, zamanla epey uzak semtlerde buldum kendimi. Amaçsızlık özgürlük demekti. Amaçsızca ve özgürce yürüdüm. Durmadan dinlenmeden. Kulaklığımda insanların “ karanlık müzikler” dediği müziklerim eşliğinde, kimi zaman yağmurda sırılsıklam, kimi zaman yüzümde kocaman bir tebessümle. Yürümekten yorulmak inanılmaz bir keyifti bana göre. En azından acılardan yorulmaktan iyiydi. Yürürken insanların yüzüne bakamam ben mesela. Özellikle de gözlerine. Nedense ürkerim. İnsanların ayakkabılarına bakarak yürümekten gereksiz ayakkabı görüntüleri biriktirdim hafızamda. Oysa ayakkabılardan da nefret ettim ben çocukluğumdan beri. Ayakkabıyla toprağı, çimenleri, ağacın dallarını nasıl hissedebilir ki insan? Üstelik ayaklarımız da en hassas duyularımızdan biriyken! O yüzden genelde tenha yerlerde yürüdüm hep. Bir de ağaçlık yerlerde. Büyük şehirlerde orman bulmak çok güç olduğundan yetinmeyi bilmek zorunda kalmaktan da yoruldum.

Sonra bununla yetinememeye başladım ve böylece otobüs, tren, uçak yolculukları başladı. İçlerinde en fazla tren yolculuklarını sevdim. Amaçsızca gittim, amaçsızca döndüm. Hiç yanımdan ayırmadığım kulaklığım, yağmurluğum, kitaplarım, fotoğraf makinem ve sırt çantam eşliğinde. En çok yol, ağaç ve orman fotoğrafları çekmeyi sevdim.

Ağaçlar. Görmeyi bilene ne çok şey anlatıyorlardı aslında. Kalemle çizilmiş gibi o muhteşem yaprakları, o yaprakların asılı olduğu dallar, daha büyük dallar ve heybetli zirvesi. Güneş ışınlarının ağaçta yansıması, yağmur damlalarının ışıltısı Tanrı’nın en güzel şiirlerinden biri değil miydi? Gariptir, anne gibiydi ağaçlar benim için. Sırtımı gövdelerine dayayıp dakikalarca onlarla konuştuğumu, gölgelerinde güvenle uyuduğumu bilirim.

İçimdeki dinmeyen yolculuk aşkı olmasaydı, sanırım bir ağacın tepesinde yaşamak isterdim.

Kaybettiklerimiz sayesinde kayboluyoruz belki de. Kaybolmanın en iyi yollarından biri de bana göre yolculuklar. Hepimiz yolcu değil miyiz zaten şu hayatta!

Tıpkı, Usta Yahya Kemal Beyatlı’nın ölüm için yazdığı şiirinde olduğu gibi:

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok giden memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden…

Kaderimizde var yolculuk. Bu yüzden, yol uzun, yolculuk sonsuza kadar…

Diğer yazılara da okuyabilirsiniz.

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz. “Seyyah”

“Seyyah”

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (3)

  1. Seni ne zaman okusam içimde birşey diriliyor Yula…Sen hep yaz..

  2. Ne güzel !Teşekkür ederim güzel düşüncelerin için.

  3. Uzun,ince bir yoldasın gidiyorsun gündüz, gece.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir