Rengi olmayan: Yalnızlık
  1. Anasayfa
  2. Deneme

Rengi olmayan: Yalnızlık

Yazan: Amelie

1

Rengi olmayan: Yalnızlık

Okumadan yazabilenlerden olmayı çok isterdim. Kitaplarımdan uzaktayım. Aramızda imap’e göre 910 km yol var ve ben bunu otobüsle gitmeye kalksam 9 saat 55 dakika zaman hesabı çıkartıyor kendileri. Yedi koli kitaptan bahsediyorum bu arada. İçerisinde defterlerim, kalemlerim ve bilumum çalışma evraklarımın olduğu hazinem. Bir kısmı da Rize’de. Galiba asıl olanları Rize’de. İnsan taşınırken neyin nerede olduğunu önce iyice not ediyor kafasına, üzerinden zaman geçince o not ettiklerine ne oluyor bilmiyorum, siliniveriyor. Belki, o zaman zarfında yaşadıkları siliyordur. Bilemedim.

Uzaklığın zihinde mi yoksa fizikte mi var olduğuna dair çıkarımlar yapmaya çalıştığım bu günlerde, tüm sevdiklerimin sırtını döndüğü yerdeyim. Şimdi fiziki mi yoksa zihinsel bir mefhum mu olup olmadığına karar vermeye çalıştığım “uzaklık”a, bir de “yalnızlık” eklendi. İkisinin bir araya gelişi hormonal olarak çok da iyi sonuçlar vermiyor vücut üzerinde. ABD’de Chicago Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre; kronik yalnızlığın, sabahları stres hormonu kortizolün salgılanmasını ve kalp krizi riskini arttırdığı tespit edilmiş. Buna ek olarak kronik yalnız olarak etiketlenen insanların derin uykudan bihaber olmaları da başka bir olumsuzluk. Bir araştırma da Yokohoma City Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiş. Yalnızlığın duyarsızlığa sebep olduğu da bu araştırmadan çıkan sonuç. Tüm sonuçlara dayanarak varmak istediğim yer neresi diye içten içe soruyorsun biliyorum sevgili okur. Dünyadan izole, en yakın ile olan uzaklığı üç buçuk saat olan bir ilçede, demir parmaklıklarla çevrili tek gözlü pencereye sahip bir çalışma odasında otururken insanın aklına bir şey gelmiyor, yalnız olduğundan başka. Belki de en çok yalnızlığının farkına varıyor. Zamanın birinde Akon’ın seslendirdiği “Lonely” diye isimlendirdiği şarkının her kelimesini gerçek kılıyor bu mekân. Tüm sevdiklerime bu kadar uzaktayken aklıma René Char’ın “Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz” sözü geliyor. Zaten kırk yaşında bir yalnızlığın da ancak yirmili yaşlarda sıkılan bir kurşun olabilir ölüm sebebi.

“Olsa da olur, olmasa da olur” diyerek genelleştirildiğini hissedince, yalnızlık daha da çörekleniyor. En karasından bir bulut oluyor, yeri geliyor en çamurundan bir su birikintisi, bir de en derininden can kırıkları. Hiç tanımadığın insan için kurabileceğin bu cümle, emek verdiğin, zaman eskittiğin insan için kurulunca tüm bu tasvirlerin iki katı bir ruh hali bürüyor insanı.

Sonu karanlık bir yolda nefes almaya çalışıyorum. Renkler kendini göstermiyor. Ya da ben görecek kadar mutlu değilim artık.

Rengi olmayan: Yalnızlık

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Rengi olmayan: Yalnızlık

İlginizi Çekebilir
Bir Türkü...

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir