1. Anasayfa
  2. Mektup

Gönderilmeyen Son Mektup

Yazan: Yeryüzüne Düşen İlk Melankoli Tanesi


0

Gönderilmeyen Son Mektup – Sevgilim sana bu mektubu uzak dünlerden, ayrılan yollardan yazıyorum.

KALPSİZ’E…
Sevgilim sana bu mektubu uzak dünlerden, ayrılan yollardan yazıyorum. Şarkıda denildiği gibi aşkımızın, sevgimizin üzerinden ay geçti, yıl geçti, mevsim geçti…Ben de senden geçtim be sevgili. Varlığının soğukluğunu, yokluğunla ısıtmayı başarabildim artık. Boşluğunla doldurmuyorum hayatımı. Kalbimden silindi gözlerinin hareleri, kulaklarımda çınlamıyor sesin, Nihan deyişin…Yaralarımı sarmadığın, dermanım olamadığın günleri unuttum, gözyaşımı kuruttum…Ne dilimde ah var, ne de kalbimde aşkın. Ben yaktığın ateşte kor oldum, öyle yandım öyle çırpındım ki senden sonra, şimdi ben büyüdüm artık, ben ben oldum. Kalbim zırhını kuşandı bir daha kimseye kanmadım. Açmadım ömrümü bir başkasına daha. Seninle yazdığım bu defteri kapattım…Şimdi daha çok gülebiliyorum, şükretmenin saadetini yaşıyorum. Senin sevdiğin şarkıları dinlemiyorum artık. Sırf seninle yaptığımız, kahvaltıları hatırlamak için haşlanmış yumurta yemekten vazgeçtim, kendime her gün başka başka omletler yapıyorum. Sen olmadan da sabahlarım güneşli, geceleri ay ışığında uyuyorum. Eksik hissetmiyorum. Güzel nefesler alıyorum. Kimsenin ilgisini çekmek için yalanlar söylemiyorum. Hiç kimseyi yanımda kalması için zorlamıyorum. Sevdiklerim yanımda, yanımda olanlara inanıyorum, inandıklarımı seviyorum. Umutsuz değilim artık güzel düşler görüyorum, her gün bir adım daha yaklaşıyorum yüreğimdeki düşlere. Sen olmadan da yaşayabiliyorum, eksik bir şeyler olmadan. Gidişinle tamamlandım ben sevgili…Artık istasyona her ayak basışımda ne ellerinde çiçeklerle beni beklediğin o ilk günümüzü ne de engel tanımadan sana gelişlerimi hatırlıyorum. Her birine tek tek hayran olduğum, sen televizyon izlerken, gazete okurken, uyurken, otobüste camdan dışarıya bakarken izlediğim çillerin, yüzünün kıvrımları, tek tek kıvrılıp muhteşem gözlerinden yüreğime aşk olup akan kirpiklerini hatırlamıyorum artık. Her seferinde sana bir kez daha aşık olduğum mimiklerin, hiçbir şeye değişmeyeceğim sesin gelmiyor aklıma başımı yastığa her koyuşumda. Senle beraber el ele dolaştığımız o yollarda yalnız yürüyorum şimdi ve mutluyum. Hep senle gittiğimiz o pizzacıya yalnız da gidebiliyorum, sensiz de eve tantuni söyleyip içim burkulmadan yiyebiliyorum…
Paralel raylarda ters yönlere giden trenler gibiydik be sevgilim. Her gelişin aslında hızlı bir gidiş oldu. Her gidişinin arkasından buğulu camdan gözden kaybolana kadar seni izlemek düştü bana da. Ve artık ben hayatta başka şeylerin de olduğunu fark ettim. Gittiğini kabul ettim ve sen bittin…
Şimdi sadece kalemi sıka sıka yazınca oluşan avucumdaki çukur ya da bazı sabahlarda yüzümdeki yastık izi gibisin; bazen hatırlıyorum birkaç hatıra, sonra geçiyor zamanla…

Gönderilmeyen Son Mektup

Sitemizdeki diğer mektuplara da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir