1. Anasayfa
  2. Öykü

Elma

Yazan: yula


0

Elma – Yaşamdan arta kalan molalarda karşılaşıyorduk. Ben sigara içiyordum, o elma yiyordu. Karşılaşmayı istemediğim insanlardan biriydi.

Elma öyküsü

Yaşamdan arta kalan molalarda karşılaşıyorduk.

Ben sigara içiyordum, o elma yiyordu.

Karşılaşmayı istemediğim insanlardan biriydi. Çünkü çok aydınlık bir gülümsemesi vardı ve ben gülümsemesi güzel insanlardan kaçmayı tercih ediyordum. Öyle anlar da, genelde o insanın, en fettan, en karanlık yüzünü hayal ederim. Böylece gülümsemesi bir anda donuverir, o karanlık haliyle belirir hafızamda. Ama onda bu durum işe yaramıyordu! Onun gülümsemesi bir çocuk kadar sade, yalın ve saftı. Bu yüzden hep huzursuz oluyor, bir an önce sigaramı bitirip kaçmak istiyordum.

Bazen, havadan sudan sorular sorardı. Oralı olmaz yada sıradan cevaplar verip geçiştirdim. Her seferinde, çantasından çıkardığı ilk elmayı bana uzatırdı. Yine öyle yaptı ve ben de yine kafamı salladım istemem gibilerinden. Omuzlarını silkip iştahla elmasını yemeye başladı. Mümkün olduğunca yüzüne bakmamaya çalışıyordum. Gülümsemesi her seferinde beni şaşırtmayı başarıyor, hipnotize ediyordu. Ama o gün sorduğu soruyla irkildim!

“Neden insanlardan kaçıyorsun?”

“Kaçmıyorum!”

Omuzlarını silkti tekrar.

“Ben öyle olduğunu düşünüyorum, sevgisiz birine benziyorsun” dedi.

Çok sinirlenmiştim. Hakkımda ne hakla fikir yürütebilirdi! Ben de omuzlarımı silktim;

“Sana öyle gelmiştir” dedim.

“Sence biri seni ne kadar sevebilir ki?” dedi.

Sigaramdan derin bir nefes aldım;

“ Ayak serçe parmağımın tırnağı kadar sevse yeterli” dedim.

Bir çizgi film karakteri gibi gözleri açıldı, şaşkın bir ifadeyle yüzüme baktı.

Kekeleyerek “ İlginçmiş” diyebildi. Onu şaşırmış görmekten içten içe mutlu olmuştum. Hatta gülmemek için dudaklarımı ısırmak zorunda kaldım.

“Peki, sen en çok kimi yada neyi sevdin?” dedi.

“Bilmem, sanırım buna verebilecek bir cevabım yok” dedim.

Umursamaz bir tavırla gülümsedi, çantasından bir elma daha çıkarıp bana uzattı. Yine “hayır” anlamında başımı salladım, yine elmasını iştahla yemeye koyuldu. Havadan sudan konuşmaya başladı tekrar. İlk kez yüzüne dikkatle baktım. Bir festivaldeydim sanki. Sesinden cümleler nota ezgileriyle yansıyordu ve ben gülümsemesinde güneşleniyordum.

Sigaramın sonuna geldiğimi fark edip son bir nefes daha çekip yere attım. “Hoşça kal” dercesine başımı sallayıp, yürümeye başladım.

Birkaç adım atmıştım ki, arkamdan seslendi.

“Bir saniye, merak ettim, neden ayak serçe parmağının tırnağı kadar?”

Gülümsedim.

“ Çünkü benim ayak serçeparmağımın tırnağı yok”.

Elinde elma öylece bakakaldı. Yürümeye devam ederken, gülümseme sırası bendeydi.

O günden sonra sevecek bir şey buldum. Artık her gün elma yiyorum…

Elma

Sitemizdeki diğer öykülere de göz atabilirsiniz.

İlginizi Çekebilir
Askıdaki Bere

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir