1. Anasayfa
  2. Anı

Bana Dair…


0

Bana Dair

Merhaba Korsan Edebiyat’ın değerli yazar ve okur dostları,

Öncelikle yazar arkadaşım Yiğitcan’a teşekkürlerimi sunmak isterim. Eğer onun “Başlangıç” yazısı olmasaydı aklımda olan, ilk olarak sizlerle eskiden yazmış olduğum bir hikâyemi paylaşmaktı. Yazıyı okuduktan sonra aslında kısa cümlelerle de olsa biraz kendimizi tanıtmış olmanın çok haklıca bir karar olduğuna vardım. Çünkü kim olursak olalım, hep bir parçada olsa merakın gönlümüzde yeşermesine alıkoyamayan insanlarız illa ki. Ki bu çok da kötü değildir bence. Tabii işin dozunu kaçırmamak önemli.

Ben bir yazıyı okurken yazının ana fikrinden önce yazanını sorgularım. Kim bu X? Neler yaşamış, kimleri okumuş, kimlerden, neden etkilenmiş ve bunları yazmış? Bilirim ki her kimse o X, yazıdaki ana fikrin özüdür çünkü. Okudukça daha da açar kendini yazar ama yine de işin en başından az da olsa bilgi sahibi olmak bir yazının yazanı hakkında her okuyucunun hakkıdır. Bu sebeple tanışarak başlamak güzel, verimli…

Velhasıl ben, yani naçizane bir tabirle yazarınız Ece Eskiköy, meraklı bir insanım. Öğrenmeye meraklıyım. Okumaya meraklıyım. En büyük merakımsa hayata dair, tarih ve edebiyat… Tarihe ve edebiyata merakım doyumsuz. İçlerinden en insaflısı edebiyat, onunla daha yakın dillerimiz. Üzgünüm ama tarih ne kadar içine girerseniz girin hep bir karmaşa ve daha çok, acı ve daha da acısı noktasına erişilmeyen belki milyarlardan da çok soru işareti. Anlayacağınız tarih ben de muamma ama öyle ya da böyle ikisi de başımın tacı. Yok, yazmaya öğrenmek ya da okumak kadar meraklı değilim. Çünkü yazmak merak değil bir gereksinim benim için. Belki su, ekmek, nefes gibi…

Dahası, ben öğrenciyim. İstanbul Üniversitesinde Fransızca Öğretmenliği bölümünde okuyorum. Önümüzdeki eylül itibariyle ikinci sınıfa başlayacağım. Bölümüm gereği şu sıralar Batı Edebiyatı ile daha bir içli dışlıyım. Fransız edebiyatının, insanın kendini hayran olmaktan alıkoyamayacağı kadar güzel, büyülü, başka bir dünya olduğunu düşünüyorum.  O dünyayı sizinle de paylaşacağım önümüzdeki günlerde. Bölüm gereği diye belirtmiştim, anlaşılmasın ki körü körüne bir Fransa; batı hayranıyım.

Mesela, Saint Exupéry’ yim, nam-ı diğer küçük prens. Gerçekleri görmek için gözümüzle değil, gönlümüzle bakmamız gerektiğini bilirim. Voltaire’ in “İl faut cultiver notre jardin.” diyen Candide’iyim. Önce kendi bahçemizi ekmeliyiz. Daha açık bir ifadeyle, hani deriz ya herkes kendi kapısının önünü temizlese…  Sartr’ım. Ahiret inancım var ama “cehennem” kavramının da “başkalarının” ta kendisi olabileceğine en az O’nun kadar inanırım. Cyrano’nun gözyaşlarına, kalbine hapsettiği aşkına da inanırım. Cyrano’nun gözyaşları, kalbiyim. Hakkını yememek gerekir ki en çok Balzac’ım. “Bence en insani yazar.” demişti hakkında hocam. Balzac, her kelimesi insan.  Gerek kalemiyle gerekse cüssesiyle en büyük yazar. Birkaç gün içinde Fransız iktidarını tek başına eline geçiren Napolyon kadar büyük, O’nun kadar dünyayı fethetme arzusunda bir yazar. Balzac’ın “O’nun kılıçla sona erdiremediğini ben kalemle tamamlayacağım.” diye düşündüğü zihniyetiyim. Dünyayı, insanlığı ancak kalemle kuşatabiliriz bu saatten sonra çünkü, tabii anlayabilene. Hugo’yum, Zola’yım, bir de Loti’yim… Daha çok var, ben az, çok hepsiyim ama en evvel Ahmet Agâh’ım; kökü mazide olan bir ati, Yahya Kemal’im.

Okumaya, yazarın hayatına bir kez girmeye görsün okuyucu, az biraz o oluveriyor ister istemez. Bambaşka dünyaları yaşıyor tek bir dünyada. Benim de böyle çok kocaman bir dünyam var işte. Artık sizler de bir parçasısınız dünyamın. Dünyama hoş geldiniz. Kendi dünyalarınızda da bana bir yer açtığınız için teşekkür ederim.

Kısa cümleler demiştim yazımın başında, çok mu uzatıp, karıştırdım. Kusur ettim ise af ola…

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Yazarın (eceeskiköy) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.  Bana Dair hakkında bir yazı.

Yazar-Çevirmen Fransızca Öğretmeni

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
Öykü: Altta Kalanın Canı?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir