Akademik Kıyıma Sessiz Kalmayın! #ÖYP50d Olmasın!
  1. Anasayfa
  2. Deneme

Akademik Kıyıma Sessiz Kalmayın! #ÖYP50d Olmasın!

Yazan: Amelie

0

Akademik Kıyıma Sessiz Kalmayın! #ÖYP50d Olmasın!

Son zamanlarda sıkça çıkan KHK’larla ilgili yazmak istedim bugün. Resmi Gazete’de bir sürü KHK yayımlandı. Bakma fırsatı buldunuz mu bilmiyorum ama ülkedeki bütün kurumlarla ilgili bir çok karar alınıyor. OHAL’de olmamız sebebiyle, buralarda yayımlananların her biri “kanun” olarak anında işleme konuyor.

Ben 01.09.2016 gecesi yayımlanan 674 sayılı KHK’daki bir madde ile ilgili yazacağım.

“04/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

EK MADDE 30- Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında 33 üncü maddenin (a) fıkrası uyarınca araştırma görevlisi kadrosuna atanmış olup, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların statüleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen statüye dönüştürülmüş sayılır ve bunlar hakkında söz konusu (d) bendi hükümleri uygulanır. Bu şekilde statüleri değiştirilen araştırma görevlilerinden 33 üncü maddenin (a) fıkrasına göre yeniden atama yapılmayanların mecburi hizmet yükümlülükleri kaldırılır. 35 inci madde uyarınca başka bir üniversitede ve yurtdışında eğitimde bulunanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üniversitenin talebi üzerine on beş gün içinde kendi üniversitelerine dönmek zorundadırlar. Bu süre içerisinde dönmeyenlerin atamaları iptal edilir.”

Bu KHK ile ÖYP kadrosunda bulunan bütün araştırma görevlileri bir gecede kendi hakları ellerinden alınarak, burslu öğrenci statüsüne indirgenmiştir. Peki nedir bu araştırma görevlilerinin alım şartları, neden bu kadar rahatsızız bu durumdan?

Araştırma Görevlisi, üniversiteye üç şekilde alınabilen bir kadro şekli. Birinci grup, üniversite kadrosuna alınan ve lisans üstü eğitimi bitse de üniversitede aynı kadroda görevine devam edebilen 33a maddesine göre alınanlardır. İkinci grup, sadece lisans üstü eğitimi bitene kadar enstitü kadrosuna alınan ve lisans üstü eğitimi bittiğinde ilişiği kesilenlerdir. 2008 yılına kadar araştırma görevlisi alımı bu şekilde devam etti. Bu iki alımda da üniversiteye seçilecek araştırma görevlilerinin alımında üniversite insiyatifinde olmak üzere akademik ortalama, ALES ve YDS (dil puanı) ortalaması alınarak başvuru yapılmasına rağmen,  tanıdıklar ve hamili kart yakınları vasıtası ile liyakat dışı alımlar yapılabiliyordu.   Yanlış hatırlamıyorsam 2008’de başlayan yeni bir programla, artık araştırma görevlisi alımlarında sadece akademik ortalama, ALES ve YDS (dil puanı) kullanılmasına ve yerleştirmelerin de YÖK tarafından atama usulü yapılmasına karar verildi. Yani torpil, adam kayırma vs. olmadan, liyakatla yerleşme imkanı tanındı herkese. Bu program Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) olarak adlandırıldı ve bu programla lisans üstü eğitimini tamamlayan herkese, atandıkları üniversitelerde kadro almalarında öncelik tanınması, kendi çalışmalarında kullanılmak üzere YÖK tarafından belli bir miktar bütçe verilmesi gibi haklar tanındı. Bu kapsamda öğrenim görenler, kendi üniversitelerinde araştırma yapacakları enstitü olmadığı taktirde, başka bir üniversiteye gönderildiler; giderken geri dönerek kaldıkları süre kadar çalışma zorunluluğu şartı ile binlerce liralık senetlere imza atarak. Zaman içerisinde önce verilen ödenekler kısıtlandı (hatta ben ve çoğu arkadaşım bu ödenekleri almak için iki yıl bekledik), daha sonra kadro önceliği elimizden alındı… 2016 yılına kadar bu alımlar, son değişikliklerle beraber devam etti ve yaklaşık 15 bin kişi bu şekilde atandı.  2016 yılından itibaren bu sistem kaldırıldı.

Şimdi ise hali hazırdaki ÖYP’lilere verilen haklar, bir gecede yayımlanan KHK ile geri alındı. Yani, hukuk yerle bir. Okuduğum hiçbir kitap, verilen hakkı geri almaktan bahsetmiyor. Şu an yapılan tam anlamıyla bu. Akademik bir kıyım yaşanıyor. Devletine güvenerek, Anadolu’nun ücra kasabalarından bu programa başvuru yapan suçsuz günahsız insanların haklarını gasp ettiler bir gecede. Kimsenin adamı olmadık biz, sadece devlete güvendik; çünkü puanlarımız da alım şeklimiz de şeffaftı. Her şekilde araştırılsın, hain varsa atılsın; bunda hiç bir ÖYP’linin itirazı yok. Şu an yaşanan beyin göçüne teşviktir. 15 bin zehir gibi beyin, inanılmaz işler yapacak insanlar bunlar; çünkü kimseye eyvallahları yok. Doğrunun ve bilim ışığında yapacaklar ne yapacaklarsa. En önemlisi, devletinin menfaatine çalışacak kişilerdi bu 15 bin kişi. Şu anda bunların hepsi yok edildi, çünkü devletine güvenemeyen bir bilim insanı, geleceğini planlayamadığı, haklarının gasp edildiği bir ortamda kalmak istemez, istemiyor da. Nitekim bu insanların her açıdan mükemmel yetiştirildiği düşünülürse, yurt dışında herhangi bir üniversitede iş bulmaları ve hatta vatandaşlık almaları çok zor olmayacaktır.

Bir arkadaşımın da söylediği gibi, günün birinde X ülkesinde çalıştırdığım bir öğrenci, Türkiye’deki öğrenciyi her yönüyle ezdiğinde, biz karşı tarafta olacağız, çok yazık. Buna sebep olacak olanlara sesleniyorum, bizim içimiz rahat, alnımız ak; asıl siz bu vebali almaya hazır mısınız, ben bunun merakındayım.

Not: Twitter’da bu kıyıma sessiz kalmamak ve bize destek vermek isterseniz #ÖYP50d ile görüşlerinizi belirtebilirsiniz.

Diğer yazıları da okuyabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

– Akademik Kıyıma Sessiz Kalmayın! #ÖYP50d Olmasın!

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir